19 Ekim 2010 Salı

..okurmusun acaba..?

az evvel isteydim teyze..sonra baktimki hersey o kadar yavanki neden burdayim diyip birdenbire montunu giyip ciktim tam olarak niye ciktigimi bilmeden..sonra seepsizce karakoye yurudum sonra bi berber gordum birden iceri girdim sacimi yikattim bununda bi sebebi yok biliyomusun teyze...sonra galataya ciktim ordanda istiklale..bi aptal gibi yurudum teyze..ilk defa geliyomus gibiyim halbuki hayatimin en bilindik yeri burasi ama
hayrettir ne nerde bilmiyorum su anda..insanlar aptal gibi geliyor bana plan yapiyorlar ve guluyorlar ama bilmiyorlarki olum diye bisey var diger taraftan yuzume bakanlar var gozgize geldiklerim onlarda sanki gozume baktigi an bana aciyorlarmis gibi geliuor sanki senin oldugunu biliyorlar gibi aciyolar bana...simdi starbucksa oturdum bi kahve aldim
bunu niye yaptigimida bildigim
solenemez teyze..arkamdaki oturan kiz terkedildiginden bahsediyor bende yanlarina gidip senin bizi terkedisini anlatsammi teyze..?
ben sana bizden bahsedim teyze arkanda biraktigin dort kardesin bizi korkutmaya dewam
ediyor..annem ve zeynep teyzem surekli olarak agliyorlar ve surekli bayiliyorlar sema teysem her seferinde alamiycam diyerek icine attigi icin psikolojik bi cokuntuye girdi saldirganlasti sevim teyzem en sakinleri surekli aglasada hepsini korumaya calisiyor..evin hayatinda hic gormedigi kadar insan gordu teyze bir saniye bile bos kalmiyor gece ve gundu herkes orda..cok seviliyomussub be teyze ole bole diilmis yani..acikcasi bundan sonrasi nasil
olucak bilmiyorum..herkesler alisirlar isallah diyor ama ben korkuyorum
teyze ve cok korkuyorum..
izninle simdi kalkip biraz daha naptigimi bilmemek istiyorum aksama yine sana gelicem ama sakin su boregi yapma cunku agzima borek deyince nefesim kesiliyor...:(

17 Ekim 2010 Pazar

...

24 temmuzda bir gidiş'le gitmişim..ve şimdi tekrar geldim he ama bir daha gelirmiyim yada hiçmi gitmem bilemiyorum..çükü bundan sonra ne gitmeler nede gelmeler eskisi kadar tatlı olamayacak bende......
eskiden çok güzeldi cuma akşamları..hatta hafta içi yaşamanın tek sebebiydi ,tek umut cumaya varabilmekti..bu cumanında diğerlerinden bi farkı yoktu ama sadece başında..eve gelinmiş yatmaktan vazgeçilmiş taksimin yolu tutulmuş bi'buçukta buluşulmuş şen kahkahalar atılıyordu..yoga üzerine geyikler yapıp kadınların alışweriş deliliğini anlatmaya çalışıyorduk..sonrasında milletin bilet bulmak için yırtındığı ama yinede bulamadığı parov konserine elimizi kolumuzu sallıyarak üstelik 6 kişi girdik..saat tam23.45te dans edip eğlenirken telefonum çaldı benim..eniştemehmet yazıyor ekranda..açmadım nasılsa duyamıyacagız diye o kapanıır kapanmaz kardeş yazısı belirdi ekranda öteki telefonumu çıkardım hemen msj atmak için lakin o telefondada anne yazıyordu..işte o an anladımki o duymadıgım telefon zili acı acı çalıyordu aslında...ilk aklıma babam geldi sonra yangın deprem ama ne olursa olsun acı bişey sölenecekti kulagıma açtım telefonu we annemin haykırması sadece sinan diyebiliyordu sinaaaaaaaaaaaaaaaaaannnnnnn
kardeşim aldı telefonu bense yıgılmış bekliyordum...abi dedi abiiii nevin teyzem vefat etti.....................
sadece benim newin teyzemmiiiiiii benim newin teyzemmiiiii dediğimi hatırlıyorummm sonrası yok.......hastaneye nası gittiğim konusundada bi fikrim yok açıkçası..vardıgımda babamlar eniştemler hastanedeydi...ordan çıkıp cenaze evine gittim..herkes bitmişti ama bende bi umut wardı açıkçası çünkü inanmıyordum..çünkü benim nevin teyzem gidemezdi...eve girdiğimde annem yerde diğer teyzelerim yerdeydi...anneme sarılmak istediğimde o beni gördmüyordu evet annem nefes alıp weriyor ama hissetmiyor görmüyor konuşmuyordu...sonrasında tek cümleye takıldı uzun süre unutmayacagım bi andı...sinan ben iiyim ama beni görmüyordu cümleyi bitiremiyordu..hemen ambulanslar geldi..sakinleştiriciler iğneler doktorlar hemşireler savaştaydık sanki....aslında tam olarakta savaştı ve dünyada hiçbir ülkenin alamayacagı kadar agır bi maglubiyet aldık....

cenaze işlemlerini bile yaparken umutluydum ben rüya olmadıgı kesindi ama belkida şakaydı..
uzun süre kulaklarımdan çıkmayacak başka bir sözse en büyük teyzemin oğlundan geldi..saatte bir aynı cümleyi söledi bana sinannnn.., nevin teyzem öldü olummmmm nevinn teyzeemmm laaann...
bi buçukta otururken bile aynı cümleyi kurmuştum ''annemler 5 kardeş''...ve onlar öle beş kardeştiki herkes onlara 5i 1 yerde derdi..yada ananemide işin içine katar altın kızlar derlerdi...nevin teyzemse aralarındaki en komiğ en çılgını en edepsizi en mesmüsü..evet her seferinde bana muzip muzip şeyler sölediğinde hep aynı cümleyi kurardım ben...;ya ne edepsiz kadınsın sen..yada ulan ne mesmüs kadınsın..yada ya nevgut gene abuk subuk konuşuyosun..
günde 5 ile 10 arasında değişen sayılarda bizim evi arardı..bense hep şikayet ederdim..bu ne yaa bu kadar dedikodu yapılırmı nerden buluyosunuz bu kadar konu die...cuma akşamı ewden çıkarken annem gene onla konuşuyordu..annem dur sinan çıkıyor diyince gezsin gezsin az kaldı onun başını yakıcam diyodu..en çok istediği şey ben ewlendiğimde bana anlı şanlı düğün yapmaktı.......ama kolum agrıyor sırtım agrıyor diyerek girdiği bi hastane kapısından nefes alamadan çıkmıştı..bi kalp krizi yüzünden......

aslında şimdi ne bu yazıya devam etmek ne bi yerlere gitmek ne bişeyler yapmak istiyorum yapmak istediğim tek şey hiçbişey sanırım..çünkü öle bir darbe aldım ve öyle bir darbe aldıkki dünyadaki en büyük en acı ama en mecburi gerçek bize hala imkansız geliyor...
onu yazmaya çalışssam ne bir blog ne bir kitap yeter bana..en yakını annemin bi ara bilinçsizce sölediği kulağıma fısıldadıgı tek kelimeyle benim yazamayacaklarımı dün gece söledi çünkü...çılgındı...!
birazdan yine ona gideceğim..onun ewine we ister inan ister inanma ve yemin ederimki hala umudum var..ya ölmediyse..ya yaşıyorsa..ya buda bize bir şakasıysa..
lütfen be teyzecim lütfen.. buda bi şakan olsun...bak yine ağlıyorum sana..ama yeter yaa iliğimizi kuruttun iki günde..hayatın boyunca güldürdüğün kadarını iki günde ağlattın..

24 Temmuz 2010 Cumartesi

vakit gitme vaktidir..holleeyyy

sevgili bilok;
bi süredir zaten ne sen beni ne ben seni ipliyoruz..kaprislerdeyiz, ama böyle nereye kadar..ilişkiyi gözden geçirelim dedik ama oda faide sağlamadı..bende düşündüm taşındımm vakit gitme vaktidir dedim..bi süre senden ve ülkeden çok uzaklarda olup aramızda olanları yada olması gerekenleri düşünücem..yok lan ne düşünücem işin açığı aylar olmuştuki tatil yüzü görmeyeli yağmurda ,çamurda, güneşte ,sıcakta kalmıştım ya istanbulda heh artık tak etti canıma..ver elini thailand diyoruz yarın..bi hafta on gün gibi gezip dolaşıp keşfedip tekrar dönücem buralara..
ey okuyucu;
ben yokken buralar size emanet hatta benden tafsiye almayın emanet filan sizde hala kaçmadıysanız bi yerlere basın gidin valla..dünyanın derdi sizimi gerdi ya..!
bangkong pattaya koh samui ve çevre adalardan isteği olan varsa başım gözüm üstüne yeterki kilo sınırına takılmıyim..valla bak getiririm hee
keyifte kalın
adios

30 Haziran 2010 Çarşamba

metal konserine turuncu giyilir mi ?

melis alphan diye bir hatun var.kendimi bildim bileli aldıgım gazetenin kelebek ekine yakın zamanda dahil olanlardan..hatun necidir, ne mezunudur, modayla ilişiği nedir tam bilmem..ama hatunun kelebekteki görevi bi köşe yazarlıgı ve ayriyetten baş sayfada onun bunun kıyafetine laf sokmak..evet illaki laf sokulur ama her kıyafete laf sokan bi insanın ne giydiğini merak ettim açıkçası diğer yandan şunu giyme,şunu takma,şunu kullanma,şunu sürme diyen birisinin diğer yandan şunu tak ,şunu giy,şunu kullan demesi gerekli..hatta milletin kıyafet fotosunu koyarken kendinin ne giydiğinide koysa kadın milletide bu hatundan taktik alsa..yada onlarında alphanı yargılama hakkı olsa..

neyse sözün özü bu hafta bu hatun inönü stadyumundaki sonisphere festivaline gitmiş..festival bi rock festivali ve dünyadaki en önemli sayılabilecek rock yıldız ve grupları teşrif ediyor..
bildim bileli rock müziğiyle yakın temas  kuramadım evet sevdim ama daha çok softunu..hard nedense hep ağrıttı başımı sinüzitimdenmidir bilinmez baş ağrısı olarak baktım hardrocka.. dolayısıyla metallica dendiğinde hmm diye yaklaşıp mesafeyi korudum..ama sevmemem kültürlerini bilmemem anlamına gelmez ki bütün dünyada benle beraber bilirki rock bi çizgidir ve bu çizginin bi rengi varsa oda sadece ve sadece siyahtır..
neyse hatun bu festivalin metallica konseri olan bölümüne gitmiş ve bunu twitterinda turuncuyla gittiğini belirtmiş.. bakın sonrasında neler olmuş..

aynen böyle oldu..ben bu yorumu salladım..oda bunu alıp retweet etmiş ne hikmetse bkz hemen üst..=)
sonra bugün gazeteyi aldım akşam dönüşte bu hatunun yazısı gözüme çarptı konuda tanıdık gelice süzdüm biraz.. ana bide ne görim dünkü konuyu köşeye yazmış altına biraz sallamış..görelim uğurcum bknz hemen sağ üst..

şimdi normal şartlarda turuncuyla konsere gitmesin  ultra mega abesle iştigal bi durum yok isterse çıplak gider..amaaaaa orda bu giyilmez burda şu giyilmez diyen birisi bi rock konserine (ki hele metallica gipi olayın babasıysa) turuncu kıyafetiyle giderse hopp orda #oneminute..ya o turuncuyu giymeyeceksin yada onun bunun kıyafetine laf sölemiceksin..he hatuun naaptı peki o turuncu yazısının altındaki yazısında bakın neler yazdı..oynatalım uğurcuumm

belkide onlar renkli elbiseleri ve renkli çantalarıyla isyan ediyorlardı..

belkide onlar ugg larıyla isyan ediyorlardı..

amaaaann ne bilim saçma oldu belki ama ne bilim işte takıldı aklıma yazmışım bunu haberim yok..

farkettim..
suprise of my life bazen kötü supriseler yapabiliyor..

sevindim..
............

üzüldüm..
sevindim lafının altına bişi yazmak için 3 dakika düşünmeme

teşekkür ettim..
d.akalın&ö.bekensir - evcilik oyunu -yemekteyiz gibi düzeyli başyapıtlarını (!) bize armağan eden şowtiwiye..tü allah belanızı yaa

keyifte kalın..aldırmayın yagmura, buluta hafta sonu kaçın bi yerlere, teninizi bronzlaştırın ve kendinizi ıslatın şahsen hayalim tam olarak bu..!



23 Haziran 2010 Çarşamba

come back

unutmadım seni..
valla unutmadım..

yazmadıgım bu süre içersindeyken hep aklımdaydın bu kadar özliyeceğimi hasretini bu kadar çekeceğimi tahmin etmezdim aslında..ama çektim..ne yalan söliyeyim çektim hasretini..
peki naptın bu yazmadıgın sürede dersen ; yaz gribi oldum öksürük hapşırık bogaz agrısı soguk ter halsizlik vb.  dertlerle ugraştım..
çok yakın iki arkadaşımı evlendirdim..onlar artık bir çift bense yalnızlık yürüyüşümde yapyalnız vede dimdikim =) (az evvel tioman island malaysia msjlarını aldım çok pis evlenesim geldi)
hayatıma süprizler katılmaya başladı..suprise of my life dediğim birisi war ve hergün teşekkür ediyorum kendisine..
anadolu yakasını keşf ettim bolca..göztepede oturup sahili bilmemek modayı bilmemek kadıköye gitmemek ne ayıpmış..beyoğlu artık haftada bir bilemedin iki günlük bi heyecan benim için..
yazarken followerım 30 bile olmamıştı oysa şimdi koskoca 33 olmuş..(buda yazmamakta daha başarılıyım demek =)ve iki mail birde ödül aldım ödül için ayriyetten bir post gelicek mailler ahada şöle blog..


mrb
günlerden bir gün keşfetmiştim blogunu.O günden sonrada her sabah işe başlarken okudum blogunu ama uzun bir süredir yazmıyorsun ve bu süre uzayınca acaba bir daha yazmıyacakmı? yada bir şey mi geldi başına diye meraklandım.
umarım yazmaya devam edersin ve umarım sağlıklısındır.
sevgiler
nilay

e okuyorduk ne güzel nerelerdesin sayın bir tutam mantıklı saçmalık!
zannediyorumki tatile gittin yeni fotograflar yeni ülke süpriz ve tüyolarıyla geri geliceksin çok bekletme


birde bugün yeni başlangıç maili aldım bknz.;
öyle dolanırken rastladım…bi uğradım sayfana demek istedim…haberiniz olsun gizlice dahası sinsice bir iş yaptığım sanılmasın diye…


ve artık benimde bir blööömmm var…keşfetmeye çalışıyorum…keşfedemedikçe sinirlenip kendime gıcık olup kapıyorum pencereyi…gömdüm kafamı ekrana…ne zaman geçer bu heves? Keşfedip yapınca mı keşfedip yapamayıp pes edince mi?
http://dusselhayat.blogspot.com/ buradayım şimdilik….acemi blögcü…

böle işte sevgili blog aramızda kedi girdi filan sanma sadece yazın werdiği rehavet, güneşin werdiği sokakta hayat war hissi ,sıcagın verdiği bıkkınlık modu fln..ama bundan sonra ayrılıklarımız bu denli uzun olmayacak.şimdi iznin olursa bekar wede yalnız bi erkek olmam seebiyle çamaşır yıkamam,yemek yapmam,bulaşık makinesini dizmem ve evin her köşesine çıkarıp attıgım kıyafet&döküntülerimi toplamam gerek..

sevindim..
tekrar buraya gelmeme


üzüldüm
dünya kupasında olmamamıza


keşfettim
istanbulda en çok huzuru buldugum ve benim için renkli rüyalar oteli ismini hakeden mekana


kahroldum
bitmeyen bitmek bilmeyen teröre


teşekkür ediyorum
suprise of my life'a

24 Mayıs 2010 Pazartesi

mutluluk..!

dünyadaki her insanın tek isteğidir mutluluk..!
ve çok zor bulundugu sanılır..!
herkes farklı kapılarda arar..!!
aslında herkesin aradığı kadar zor değildir mutluluk..
mutluluk ; mutluluk bir kadındır..!!!
sevmediğin pazar gününü cennete çevirecek ve sana mutlulugun ne oldugunu keşfettirecek bir kadın..!

18 Mayıs 2010 Salı

korkma yılmaz özdil düşene vurmayız biz..!

oldum olası sevmem ben yılmaz özdil denen adamı..oldum olasıda kimseler anlamaz benim o adamı niye sevmediğimi..defalarca açıklama yapmışımdır şu sebepten sevmiyorum diye herkeslere..
ve bugün bir kere daha anladım..ağzıyla kuş tutsa sevemem bu adamı ben cenneti vaad etse değişmez onun hakkındaki görüşlerim hatta sevmdiğim gibi nefret ederdim nefret ettiğim gibi sevenleride anlamakta güçlük çekerim..!
peki bugün ne olduda bunu bir kere daha anladım;
sabah rurini olarak vapur öncesinde gazetemi aldım ve her zamankinden farklı olarak direk manşete bile bakmadan yılmazın yazısını açtım ne yazdı diye çünkü o kadar merak ettimki ne yazdıgını.. çünkü 3 gün evvel baykalın koltuguna oturacak kişiyi tanımlamıştı kendince ve aynen şunları söylemişti;
(kendi yazısından)..; hatta inanmam diyene
burdadır.

O koltuğa oturan...

Fırsattan istifa'de edendir.
O koltuğa oturan...
Bu komplonun ürünü olacaktır.
O koltuğa oturan...
İstediği kadar “istemedim” desin, “istemem yan cebime koy” diyendir.
O koltuğa oturan...
Ne kadar hisli ağıt yakarsa yaksın, timsah gözyaşları dökmüş olacaktır.
O koltuğa oturan...
Ömrünün sonuna kadar, aynanın karşısına geçip, kendine bile soracağı, “yoksa, tezgâhın tezgâhtarı mıyım acaba” merakının muammasıdır.
O koltuğa oturan...
Bileğinin hakkıyla değil.
El kasediyle gerdeğe girendir.
O koltuğa oturan...
Liderini ardı arkası kesilmeyen yalanlarla, iftiralarla, sahte belgelerle oradan göndermek isteyenlerin zaferidir.
O koltuğa oturan...
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir hesabı, “durmak yok yola devam” diyendir.
O koltuğa oturan...
“İstifa istifa” diye linç çığlıkları atıp, amacına ulaşanların rehinesidir.
Kucağa oturur.
O koltuğa oturan...
İktidarın doğrularını bile desteklese, gizli işbirlikçi olmakla suçlanacaktır.
O koltuğa oturan...
Haksız kazancının hesabını kendi vicdanına bile veremeyeceği için, başkasına hesap soramaz.
O koltuğa oturan...
(Uyarmadın demeyin.)
O koltukta oturamaz.
O koltuğa bu şartlarda oturmaya kalkan, mezar soyucusudur... O koltuğu, sahibine, yani Deniz Baykal'a geri vermeyenin, Anıtkabir'e girmesi yasaklanmalıdır!

dünse o koltuğa bir talip çıktı..kemal kılıçdaroğlu..hani yerel seçimlerde bize anlattıgı gandhi dediği öve öve bitiremediği halk adamı dediği kılıçdaroğlu..e o zaman aklıma gene bir laf geldi eskilerden;

bu ne perhiz bu ne lahana turşusu..
ey yılmaz anıtkabire giremeyecek bir adamı belediye başkanımı yapmaya çalıştın sen ?
mezar soyucusu bir herifi mi savundun bize karşı ??
vatan hainimisin sen yılmaz ???

pekii ben gazeteyi elime aldım sonrada yılmazın sayfasını açtıımda..o çok merak ettiğim yazıda ne yazıyordu biliyormusunuz ??
aynen şu yazıyordu ; (yok artık inanmam diyene aha oda
şurdadır.!
Bir kafede oturuyorum.

Fonda müzik var.
Candan Erçetin söylüyor:
“Kırık kalpler durağında...”
“Kimini yakıp geçen aşklar incitmiş, kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş, kimine yakın dostu ihanet etmiş, kimi hayatın sillesini yemiş...”
“Sözleşmeden buluşuverir kırık kalpler, anlatılmaz ama ordadır bütün dertler, gönül kırgınlıkları, hayat haksızlıkları, kader yalnızlıkları çeken bütün kalpler...”
Bana sorarsanız...
Bursaspor’u anlatıyor.
Ömer Erdoğan...
Galatasaray’dan gönderildi.
Mustafa Keçeli...
Trabzon’dan gönderildi.
Ali Tandoğan...
Beşiktaş’tan gönderildi.
Turgay Bahadır...
Kayseri’den gönderildi.
Tuna Üzümcü...
Beşiktaş’tan gönderildi.
Hüseyin Cimşir...
Trabzon’dan gönderildi.
Zapotocny...
Beşiktaş’tan gönderildi.
Ertuğrul Sağlam...
Beşiktaş’a yaranamadı.
Oynarken de gönderildi.
Hocayken de.
“Kırık kalpler durağı”dır Bursa...
Tıpkı şarkıdaki gibi, gönül “kırgınlığı”, hayat “haksızlığı”, kader “yalnızlığı” çekenlerin, “sözleşmeden buluşuverdiği” adrestir, Bursa... “Kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş, kimine yakın dostu ihanet etmiş, kimi hayatın sillesini yemiş...”
Taaa üç ay önce...
Fanatik’te yazmıştım bu yazıyı.
Bizans basını “ırkçı, faşist, katil” diye damgalıyor, sadece takımıyla değil, çoluğuyla çocuğuyla koskoca bir şehir “kırık kalpler durağı” haline getiriliyordu... Ve herkes, “Sen İzmirlisin, Göztepelisin, sana ne Bursa’dan?” diye merak ediyordu.
O günlerde, Bursa’yı daha çok hedef haline getirmemek için elim gitmemişti...
Bugün yazıyorum.
Sadece 5’inci büyük değildir...
“İlk”tir.
17 defa Şükrü Saracoğlu.
17 defa Ali Sami Yen.
13 defa İnönü.
6 defa Avni Aker.
Hangi renklere gönül verirsen ver...
Türkiye’nin ortak şampiyonudur Bursa.
Çünkü, Cumhuriyet tarihimizde ilk kez “Atatürk” Stadı’nda kaldırılıyor kupa!

bu saatten sonra söliyecek çok cümle geldi ağzıma..ama sölemiycem çünkü
DÜŞENE VURMAM BEN..!!

öncelerden bana niye sevmiyorsun yılmaz süper adam diyip şimdi bu yazıyı okuyanlar varsa ve hala sorarlarsa ilk soruşlarında tekme tokat girişirim bak demedi demeyin..!

11 Mayıs 2010 Salı

bay KAL..!!!

bir adam var birde kadın ve bunlar sevişiyor
gayet normal..

bir adam var evli bir kadın var oda evli ve sevişiyorlar
çok normal..


bir adam var parti lideri,bir kadın var özel kalem müdürü sevişiyorlar
tabiki normal

parti lideri ve özel kalem müdürü sevişiyor ve sevişme sonrasında özel kalem müdürü milletvekili oluyor
heh işte bu hiç normal değil..!

günlerdir bütün ülke deniz baykal kasedinin peşinde dolaşıp duruyor..gizli kamerayla çekilmiş aşağılık bir durum bu..mahremiyeti hiçe sayarak özel alana müdahale bu..

görüntüleri seyrettim tabiki hemde ilk saattlerinde.. kimileri bu seyretmeyi utanmazlık olarak niteliyorlar ..

ama bana göre ülkeyi derinden etkileyen bir film ve bu bir porno film değildir..porno film; insanları ereksiyona sokan sevişme görüntüleridir..ve ereksiyon için son tercihim baykal olur..
neyse durum şu ki dikkatlice izledikten sonra yorumum şu oldu çok büyük bir ihtimalle baykal ama bir montaj olma olasılığı çok yüksek ..eğer baykal değilse bir iki saat içinde yalanlama gelicekti..ama gelmeyince acaba dedim.. gün sonra açıklama geldi sayın baykaldan içerisinde defalarca komplo lafının geçtiği ama bir kere bile benim / ben değilim / montaj / gerçek laflarının geçmediği bir şekilde geldi bu açıklama..hem de açıklamanın sonunda istifa ediyorum diyerek..

sonrasında ağlaşmalar bağrışmalar lütfen geri gel demeler son olarak açlık grevleri yapmalar filan..sonrasında köşe yazarları,gazeteciler,yorumcular,siyasetçiler hepsi konuştu hedüü hödöö hepsi olayın anlamsız boyutlarıyla ilgilendi..
bense şöle düşündüm neden bu adam çıkıp hayır ben değilim diyemedi..!neden partinin kadın kolları,ülkenin kadın savunma dernekleri,feminist yazarlar,yada tüm kadınlar ey baykal sevişen senmisin diye sormadı? neden ey nesrin sen bu adamla sevişip sonrasında vekilmi oldun diye soramadı?neden birileride çıkıp ey baykal boşver onu bunuda senmisin değilmisin diyemedi,ey baykal bu bir iftiraysa bu bir komploysa neden istifa ediyorsun diyemedi yaa..!!

bu ülkede meşhur olmadımı çocukta yaparım kariyerde lafı..! bu ülkede denmedimi kadınlar siyasette olmalıdır, iş hayatında olmalıdır orda burda olmalıdır, egemenlik erkekte değil millette olmalıdır ,cinsel istismar uygulanmamalıdır demedikmi biz...

Tuttu herkes komplo dedi,anayasa görüşmeleri dedi,deniz baykalı bitirmek istiyorlardı dedi,onu dedi bunu dedi ama bir kişide çıkıp eğer bu olay gerçekse bu çok aşağılık bir durumdur bir kadın; vekil olabilmek için sevişmek zorunda kalmıştır demedi..eğer bu olay gerçekse bizden oy isteyen ve prensibi,ilkesi laik demokratik türk cumhuriyetinin devam etmesi olan bir parti; vekilleri sevişerekmi belirliyor demedi..?

akşam saatlerinde bilişim uzmanı bir chpli vekil açıklama yapıyor kasette 43 montaj var, 21 derece eskitilmiş, 38 derece karartılmış filan filan..hastanede ameliyattan çıkan doktor hasta yakınlarına şöyle konuşur nabız şu olmuş, kalp atış şuna indi, kan akıntısı şu düzeyde ,kemik içindeki şu filan filan hasta yakınları hemen müdahale eder yaa doktor yaşayacakmı,iyileşecekmi doktor ??benimde aklıma aynı soru geldi ya sayın vekil boşver açıyı eskitmeyi görüntüdeki baykal mı değilmi..?sn vekil bu konuyada değindi ''tam olarak bişey kestirmek güç''..bu konun tek cevabı sn. baykalda peki o ne diyor komplo diyor komplo.. ama demiyorki ben değilim,demiyorki benim..o kolay olanı seçiyor yükleniyor birilerine veriyor demagojiyi alıyor puanı..

sonuç ne ; 28 yaşındayım miğdem bulanıyor siyasetten,miğdem bulanıyor meclisten,miğdem bulanıyor yalaka yalama ve körü körüne inanan o yaptıysa dogrudur diyen insanlardan..

körü körüne allaha bile inanılmaz değil baykal...
eğer baykalsa insan içine çıkmamalıdır.seviştiği için değil,karısını aldattığı için değil,hiçbir şey için değil altında çalışan bir kadınla yatıp onu daha üst bir makama getirdiği için..

ve eğer baykal değilse o zamanda imaylada olsa o insanı suçladığımız için kafamızı önümüze eğip kendimizden utanalım ve gidip özürler dileyelim..
ama meşhur bir lafın sansürlenmiş hali şöyledir..aksi iddia edilmemiş her iddia gerçektir..! ve garip olan kısmı neden aksi iddia edilmemektedir..!

bu yazı bir çok köşe yazarına mail olarak gidecek bi çogu okumayacak,bir çogu yarısında bırakıca,birazı okuyacak bir kaçı cevap verecek..ama bana göre bu yazıdaki önem; bu yazı kimseye hesap vermek zorunda olmayan,şöle yazarsam okur kaybederim,tepki alırım endişesi taşımayan bir adamın klawyesinden çıkmıştır..ve kulislerde ne konuşulduğunu bilmem ama sokakta bunlar konuşulmaktadır..ve sokakta konuşulanların stüdyolarda konuşulanlardan farkı ; konuşmalar spontane olur ,düşünceler gerçekçe yansıtılır, olaya tam kalbinden yaklaşılır ,bunun için gerekirse tayyip erdoğana küfür edilir ,gerekirse deniz bayakala küfür edilir ama insanlar aklında ne varsa sansürsüz ve endişesiz bi şekilde dillendirir..

ve bir kere daha anladımki bu ülkede yaşamak için hümanist olmak gerekir..deniz baykal seviştimi sevişmedimi dert etmeden hafta sonu gelen sıcaklar sebebiyle iki günlük tatil düşünülmelidir..belki adaya belki bodruma..!

8 Mayıs 2010 Cumartesi

gelecekteki sevgilime mektubumdur..!


ey sevgili nerdesin kimlesin napıosun ne haltlar yiyosun şu anda tam olarak bilmiyorum..ve haliyle beklettiğin için soramıyorumda..ama sanmaki geldiğin zamanlar bunlar sorulmuycak ,eski defterler açılmıycak..

sevgili sevgilim
öncelikle sevgilisi olacagın adam an itibariyle burnu akan ve hastalığa merdiven dayamış bir adam.. buruşturma hemen yüzünü sen geldiğinde çoktan iyileşmiiş olurum..sonralıkla neler yaptıgını sorucak olursan tam olarak bende bilmiyorum açıkçası ama yerinde duramadıgını rahatlıkla söliyebilirim mayısın ikisinde denize girdi yaklaşık 1 aydır ilk defa dün akşam 9 saat uyudu.. ama sen gelince söz o ki hayatına çeki vede düzen vericek taksim beyoğlu hattıyla arasını sogutacak  tüm sıcaklığı sana kanalize edicek..

sevgili sevgilim..
sevgilin olucak bu adama baştan alışman için söliyim kendisi 28 yaşında adam olmakla çocuk olmak arasında bocalamaktadır aslında bocalamasının sebebi kendisi çocuk olarak kalmakta inat ettikçe vücüdu adam olmaya çekiştirmektedir kendisini..rahatına düşkündür mesela en sevdiği kelimelerden biri keyiftir bu yüzden olucakki dar ve sert koltukları sevmez geniş yayılmalık we yumoşlardan olmalıdır..evi dekore ederken aklımda bulunsun diye şeyler aklından geçirdiysen avucunu yalarsın sevgilim! işte o işi sana bırakmayacaktır çünkü çocukluğundan beri hayal ettiği şeyler arasında evini dekore etmekte vardır..

sevgili sevgilim..
bu sevgilin olacak adamla kös kös evde oturma hayalleri kurma sakın ilk günlerinde..çünkü her ne kadar tanıştığımız ilk gün ve dakikalarda oturaklı usturuplu tawırlar takınacak olsamda elini tutup koşturucaz her yöne..yok öle ewde pineklemeler tatillerde favori mekanlara gitmeler filan..hep farklı mekanlara farklı şehirlere farklı ülkelere gitmeyi ister bu gönül ve eminimki bu gönül , o gönülede alıştıracaktır bu özelliği.. pasaportlarımız evlenme cüzdanlarımızdan çok daha kutsal olucaktır bu yüzden..e tabi bunu bi süre yapabilicez çünkü başbaşa kalma süremiz stoklarla sınırlı olucak..buna bi süre engel olucak tek şey karnındaki koca bi şişkinlik olucak çünkü benim sana sewgilim demem kadar bir güzel şey daha yerden bitme bi şeyin sana annii demesi olucak..ve emin olki o varlıktan bi tane olmayacak sanırım üç tanede ikna edebilirsin beni..


sevgili sevdiğim..
sigara içmen benim için hiç problem değil sevgilim anlayışla karşılayabilirim seni çünkü hastalıkta ve sağlıkta sigarayı bıraktıramayacağın bi adam sevgilin olucak senin..ama onun böle büyük konuşmasına özenip bende asla saçımı kısa kestirmem diye naralar atma..çünkü saçların bi dönem için bile olsa kısacık kestirilecek ve birbiri içine sokularak karman çorman modele bürünecek..her erkek gipi özel günleri sevmez sevgilin ama hayatın süprizlere dayalı oldugunu düşünür hep.. sevgililer günü hariç 364 gün boyu sana seni sevdiğini itiraf edicek ve akıl almaz zamanlarda akıl dolu süprizler yapacaktır..
kafamı karıştırdın e peki ben seni nasıl mutlu edicem diye sorucak olursan sen bi gel sonra bi sev sonra bide gözlerime bak ahada ben mutlu oldum..tabiki sadece gülen gözlerim yok benim bazen içi gülen gözlerimden yaşlar da süzülüyor buna şahit olması için seni bekliyorum..şimdilerde ise eğer süzülücekse yaşlar kapım kilitleniyor hıçkırıyor yada sessizce karambole getiriyorum ama güç alacagını sandığın bu adam omuzlarına yaslanıp çocuk gibi ağladığında sakın şaşırma..

sevgili sevgilim..
benden içeri geldiğin anda sporu sevmek zorunda kalıcaksın..çünkü zorla ama itinayla kışları kayaga geliceksin, yazın hep yüzüceksin benle beraber, hiç mızmızlanmak yok çünkü bahar yağmurlarında toprak kokusunu duyabileceğimiz bi yerlerde yürüyüş yapıcaz aynı zamanda..haftada bir halı saha maçım war ama bu konuda seni özgür bırakıyorum istersen gelmeyebilirsin..ama sevgilin yorgun argın döndüğünde sıktıgın portakal suyunu ona içir ve bir kerede öp kapıdan girince terli olmamı önemsemeden..galatasaraylı olmayabilirsin tabiiki ama galatasaray maçlarına gelmek zorunda kalıcaksın maalesef..eger evimiz büyük bahçeli bişey olursa pinpon masamızda beni yenmek için çok çaba sarfediceksin ama uyarmadı deme çabaların nafile..

sevgili sevgilim
bilmem sen severmisin ama sevgilin olucak bu bedbaht okumayı çok sever kitap dergi gazete karikatür köşe yazısı blog o bu nerde bi yazı görse okur yani.. müzik zaten vazgeçilmezidir türü önemli değildir işlevi önemlidir..aslında gece hayatını pek sevmez ama sen gelmediğin için vermiştir kendini gece hayatına..hooopp neree gidiosun otur evinde demeni bekliyordur bu bedbaht..her ne kadar özgürlüğüme çok düşkün olsamda sınırlarımın çizilmesi çok hoşuma gider garip bi şekilde uyarmıyım bilmem ama sen genede gelince büssüürü sınır çiz bana olurmu..gece çıkamazsın şunlarla görüşemezsin filan gibilerden..bölelikle hep birlikte olalım sen ve ben..uyanırız kahwaltı yaparız işe gideriz yemeğe çıkarız koşarız eğleniriz film serederiz alışweriş yaparız öpüşürüz koklaşırız sarılırız seyahat ederiz keyif yaparız yazarız çizeriz ama hiç bıkmayız..


sevgili sevgilim..
nerde oturucaz diye tasalanmana pek gerek yok ikimizin adına ben çoktan karar verdim..istikamet anadolu yakası muhtemelen göztepe erenköy suadiye şaşkın arası bi yerler..nasılsa yatmadan yatmaya diye aklından fikirler geçiriyorsan bu adam dışarısını çok sevdiği gipi evcil bi adamda oluverir bazı vakitlerde..dizinin dibine kıvrılmayı tw seretmeyide ister elbette tabiki sende üstten dogru meyve yedireceksen sevgiline..kıskanırmısın peki diye sorucak olursan bildiğin kıskancımdır ben.. e benim kıskanmaya hakkım varmı dersen özgürsün sevgilim kıskanıcak bi haltımı bulursan..akraba ziyaretlerinden pek hoşlanmam ben yani anlıyacagın amcamın kızının teyzesinin halasına gidelim deme sakın bana ama arkadaş ziyaretleri başımın üstündedir senin dostların bize gelsin benim dostlarıma biz gidelimden inanılmaz haz duyarım hem ne güzel birlikte muhabbetler çewirir eskileri yad ederiz..

sevgili sevgilim..
kafamı toparlamadan sana yazdıgım ilk mektup bu..ama son olmayacak birden gözünü korkutmak istemedim ama eger gelmeyi uzatır ve beni bekletmekten zewk alıcak olursan ben eriye eriye mektup yazmaya devam edicem sana..belki daha hüzünlü belkide daha eğlenceli satırlarla..

sevgili sevgilim
herşey çok güzel olsun diyosan..sen bi gel ve sen bi sev

sevgilin olucak şanslı..
sinan

7 Mayıs 2010 Cuma

bir karamsarın mutluluk önerisi..!!






çok meşhur bir çizelge vardır insan hayatında..hani bebek çocuk genç olgun ortayaş yaşlı filan diye gider o çizelge..hani önce yokuş çıkıcaksın sonra iniceksin derler hep..anne karnından mezara gitmenin uzun yolunu kısacık cümlelerle özetlerler ve bunu okuyan her insan evet ya ne kadar dogru der..

işte o çizelgede çıkılan yokuşun zirvesinin 28 olduguna karar verdim bugün..evet 28 yaşından sonra yokuşun aşağı dogru gidiyor..

tahminen emeklerken yürüyenlere özeniyordum yürürken konuşanlara konuşurken koşup atlayanlara sonra okula gidenlere özendim..ilkokulda ortaokula özendim e nede olsa kravat denen sıkıcı şey çok özenilesi bişeydi dışardan..sonra lisede olmayı istedim hep off serseri tavırlar ve derslerden kaçabilecek cesarete sahip olabilecektim..sonra 18 li yaşa herkes gibi bende özendim ehliyet ve gece hayatının kapıları ardına kadar açılması..sonra iyice özgürleşebilmek için 20 li yaşlar..
kısacası ona özene buna özene geldim 28'e..

öğlen yemeğini burger kingte yedim bugün..içerisi kalabalık ses gürültü kikirdeyen kızlar erkekler..farkettimki bunlar liseli..bi anda ne kadar neşeli olduklarını farkettim..sonrada nasıl bu kadar neşeli olabildiklerini düşündüm..sonrada farkettimki aramızda uzuuunn seneler var ve onlar eğlenirken hesap yapmıyor hayal kurarken vakit düşünmüyor kafalarına göre yaşıyorlar tıpkı zamanında benimde yaptıgım gibi..
ve tuttum bende onlara özendim..
ve farkettimki ben önümdekilere değil arkamdakilere özendim..
ve anladımki o çizelge püfff bu ne yaa cinsinden bir çizelge değilmiş o çizelge bi gün gerçeği insanın yüzüne çarpıcak reelist yaşam formülü imiş..
ve o çizelge her canlının başına gelicek iğrenç ama bir o kadar dogru bir çizelgedir..
yarın +35  birine özenmessem hayatla alakalı bir takım planlarım karanlığa gömülücek..



düşünmeyin karar kara..bakmayın bana verin eli gidin adaya..
cumartesi sabah kadıköyden vapurla büyük adaya..
inince kahvaltızı yapın..     
 kahvaltı  sonrasında faytona atlayın bi tane dıkıdık dıkıdık sesleri arasnda yol alın adada..
ama mutlaka isimleri sorun atların,sorunki bitli perihan bilmemne asena ismleri duymanızla gülmeniz bir olsun ve gülerek başlasın herşey..
sonra otele yerleşin bi tane; sezon  açılmadıgndn fiyatları çok uygun ve sessiz sedasız otellerden birine..
sonra bisiklet kiralayın..
çocukluğun acısını çıkarırcasına tepesinden inmeyin o bisikletin..
büyük tur tabelalarını takip edin arada durup soluulanıp  yayıln  çimenlre denizi seyredin..
ada bittiğinde sizde bittiğinizden bi dondura alıp oturun çimenlere..
sonra sahildeki balıkçılara..
levrekler gelsin salatalar kalamarlar patlıcan salatasını unutmayın sakın
yanında ne içeceğinnizi bilirsiniz az çok.
gece hiç olmayacak hava hiç kararmayacak ve o restaurant hiç kapanmayacak gibi oturun
20 yıldır hiç konuşmamış ve muhabbeti özlemiş gibi konuşun..
saatler sonra adanın sessizliğini görmek için hadi kalkalım artık diyin  we yollanın otele dogru..
ve farkedinki; mutluktan uçmuş onlarca şey yapmış eğlencenin dibine vurmuş oldugunuz halde saat hala 21.30 dur..hatta aranızda tw açsak diye fikir üretip okanın çıkmasına daha üç saat oldugunu farkedin..
e 21.30da uyuyunca sabahta 8de kalkın bi zahmet..havaya bakıp kahvaltıya inin kuş sesleri orman kokusu deniz görüntüsü arasında ..
kahvaltı sonrasında şezlongunuza yollanın tarihin mayıs 2 oldugunu önemsemeden..
güneşlenin bolca unutarak herşeyi hatta istanbulda oldugunuzu ve hatta yarın çalışmak zorunda oldugunuzu..
doyamayın güneşlenmeye vede üşenmeyin suya girmeye ilk başlarda soguk moguk ama az biraz cesaret bir tutamda dayanıklılık size mutluluk hediye edicek..
denize ve otele veda edip çarşıya inin yemeğe sonrada vapurla geldiğiniz yere..
mümkünse şortla gelin..gelinki indiğiniz anda insanlar tatilden döndüğünüzü anlasın we sizde tatil modunu tam yaşamış olun..

önemli
bunları yaparken bilinki uzun süre bisiklet kullanmadıysanız ve adada bolca bisiklete bindiyseniz oturmakta güçlük çekebilirsiniz =) mayısın güneşinden ne olur ne gerek var koruyucu kreme derseniz dönünce görürürm ben sizi..benim gibi herkesin solaryum makinesindemi kaldın?tüp mü patladı?laflarına maruz kalır,sokaktaki insanların anaa nolmuş bu çocugun suratına ifadesindeki bakışlarına şahit olursunuz..

adada denize mi girilir bee derseniz eh bodrum beachlerinden olmasada,gökova temizliğinde olmasada
www.yorukali.com adresindeki tesis kafanızı suya sokabilecek  ve şezlongunda güneşlenebilecek kadar yeterli..


bu ay nasıl bir aydı tam olarak bilmiyorum ama sanırım eğlenme ,dinlenmeme,ve bir çok hakkımı doldurdum..farkettim ki şu andaki en büyük hayalim en büyük idealim pazar günü saat 3e kadar uyumak kalkıp balkonda kahvaltı yapmak ve mümkünse bütün gün ewden çıkmamak..ve eminimki bi çok şeyi başarabilen sinan bunuda başarabilecektir..

boşver be yaşı başı...gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver..
boşver be yaşı başı..aşk varmı aşk sen ondan haber ver..!

29 Nisan 2010 Perşembe

sıradan bişeydir bana göre tecavüz..!

Malumdur türkiyenin tek gündemi var iki gündür..medyasında hükmetinde muhalefetinde vatandaşında..varsa yoksa pervari..sadece bi ilçe ismi.hatta bu kadar olayına ve bu kadar konuşulmasına karşın ismini dogru yazıp yazmadığımdan emin olmadığım bir ilçe..siirt pervari



konuşulan şey bir  insanlık dramı..tecavüz..
bugün konuştuk bunu, herkes gibi bizde konuştuk..ve herkesin konuştuğu şekilde..;

yakalayıp öldüreceksin böylelerini..
sallandıracaksın taksimde..
çükündeen asacaksın..


şöyle yapacaksın böyle yapacaksın...


bense şöyle dedim;
bence çok saçma..olayın yanlış tarafını büyütüyorsunuz..tecavüz gayet normal, gayet bayagı bir olay gayet sıradan..herkes dumur......




evet aslında tamamen öyle tecavüz bana göre çok basit çok sıradan çokta normal bişey..hatta tecavüz adam öldürmek,hırsızlık,çocuk kaçırmak bu ve benzeri bir çok sıradışı olay bana göre bu saatten sonra sıra içidir..hatta bu sadece türkiyeye özgü bir şey değil bütün dünyada böyle..


aldığımız gazetelerin üçüncü sayfalarında ne haberi okuyoruz ki biz hergün..aynen bunları okumuyormuyuz ?..çok daha fazlasını okumuyormuyuz ? Hergün haber bültenlerinde bunlar anlatılmıyor mı ?? ölen insanların eceliyle bogazına su kaçarak öldüğünümü sanıyoruz Ya da elektrik çarptığı için ölmüyorki insanlar..artık bi çok insan o veya bu şekilde boğazlanarak kurşunlanarak tecawüz edilerek testereyle kesilerek camdan aşağı atılarak filan öldürülüyor..çünkü ülke böyle bir ülke dünyaysa böyle bir dünya..kapitalist rejimde madde uğruna insanlar birbirini parçalıyor..
dediğim gipi olay türkiyeye özgü bi haltta diil.. liverpol katili yokmu ? houstonda çocuguna torununa tecavüz eden çıkmadı mı ? isviçrede ailesini kesti be çocugun biri bütün ailesini ..tokyoda okula girip katletmedimi onlarca kişiyi sapığın biri ..evet bunların hepsi oldu bunlar bir ülkenin şehirleri değil bir dünyanın farklı uçları köşeleri..her gün oluyor yarında olacagı gipi....


eee peki sorun yokmu yani bunda..??
sorun tam olarak şurda..pervaride olan olaydan sonra birisi çıktı dediki biz olayı aile içinde hallettik..burda herkes birbiriyle akrabadır..husumet olmasın..
işte bu dendiğinde sorun tam olarak bi sorun olmuştur..
nasıl hallettin lannn neyi nasıl hallettinn..???
olayı duydugumda üzüldüm..içim acıdı..ama yukardaki cümleyi duyduğumda dişlerim birbirine geçti..hınç doldu içime..gerçekten katil olasım geldi..
ve bizimkilere tam olarak dediğimde buydu; asıl sorun tam olarak bu noktada ve bize diğer ülkelerden geri bırakan aşağı çeken olay tecawüz değildir..olayı bu şekilde kapatmaktır kapatabilmektir..
o ''olayı biz hallettik'' cümlesi türkiye için aşılması zor bir sorundur.. ve bu fakirlikten , açlıktan,işssizlikten,krizden vb. Bir çok sorundan önemli bir sorundur..ve galiba en acısıda bize özgü bir sorundur..


bir insan neden tecavüz eder diye düşündüm sonra..yada niye izmirde 3 kişiyi öldürür Ya da niye insan hayatına son verebilecek kadar azgınlaşır..
çünkü ; (bence)
o insan bi gece taksime çıkıp eğlenip dans etmemiştir
o insan sewdiği, hislerinin olduğu bir insanla sevişmemiştir
ailesiyle veya sevdikleriyle kahkahalar eşliğinde bir pazar kahvaltısı yapmamıştır
ailesiyle bir türk filmi seyrederken mutlu olmamıştır..
çocuk sevmemiştir o, kendi çocugunu abisinin ablasının onun bunun çocuğunu..
bence Hiçbir varlığa inanmamıştır..allahı inkar ediyordur o kesinlikle..
maneviyat Ya da huzur kelimemeleriyle hiç alakası yoktur zaten..
arkadaşları olmamıştır bence onun onun uğruna üzülen Ya da onların uğruna üzüldüğü arkadaşları olmamıştır..


daha onlarcasını sıralaybilirim belki ama hiç gerek..eğer bunlardan birini yapmışssa zaten katil ,tecavüzcü olamaz o insan..


içim sıkıldı bi anda..evet bunları yazarken içim sıkıldı..


geçen hafta haftaya dinlenicem demiştim..acaip dinlendim (!) mesela bu yazı bostancı taksim dolmuşunda yazılıyor..yani sabah anadoludan avrupa yakasına geçtim akşama kadar çalıştım 5.30 işten çıkıp tekrar anadolu yakasına geçtim ew üst baş değişim az bişi atıştırma 7 de tekrar avrupa yakası...gece muhtemelen tekrar ev e sabahında mecbur iş için tekrar avrupa...bak tanya ne güzel oturuyorum dimi...
 
.....
yukarda bahsi geçen awrupadan anadoluya'lardan birini gerçekleştirdim eve geldim..muhtemelen bu sol aşağıdaki kaydı yayınla butonuna tıhhladıktan sonra sızıp kalıcam şuralarda..

26 Nisan 2010 Pazartesi

farkettimki...

bu hafta boyunca;

günlerden pazar.. ewim göztepede oldugu için akşam vakti avrupa yakasına geçmem gerekti ve bu bana şunu düşündürttü..! bu hafta içinde kaç kere anadolu yakası avrupa yakası gel-giti yaşadım..?
pazartesi 2 git 2 gel
salı 2 git 2 gel
çarşamba 2 git 2 gel
perşembe 2 git 1 gel
cuma 3 git 3 gel
cumartesi 2 git 2 gel
pazar 1 git 2gel...
14 kere anadoludan avrupaya 14 kere avrupadan anadoluya bu galiba tam bi delilik..

tatil ilanlarında her sezon erken rezervasyon fırsatı olur..bu erken rezervasyon dönemlerinin de bi son günü olur..lakin bu son günün bi son günü olmazmı yaa her ilanda bugün son gün...!! uyuz oldum ben buna bu hafta

emre aydının bi şarkısı var..bu yağmurlar diye..pekte normal pekte anlaşılması güç bi şarkı...hani öle yogun bi aşk yogun bi yalnızlık veya bi acının halini son halini yogun bi şekilde anlatmıyor fakat orda iki kelime war '' annem için''  annneeeemmm içiiiiinn diye bagırıyor..işte o iki kelimecik yüzünden ben ve bu şarkıyı dinleyen herkes neden duygusala bağlıyor..!! bunuda anlamadım bu hafta..!

yalnız bi erkek war..sewgilisi olmayan kendi başına ölece özgürce takılan kafasına göre filan takılan..bu erkek yanında bi kızla arkadaşlarının yanına gidince neden 3 dakika içinde anaaa sewgilisi muhabbeti olur hatta yok lan manyakmısınız diince hadi lan bırak filan denip inanmamazlık yapılır..!! bunada şaşırdım bu hafta..

mirkelamla kargonun iş yapmıyacagını kargonun müziğinin mirkelama agır geldiğini mirkelamın sesinin onlara hafif geldiğini anladım..ilaveten hayal kahvesinde wc güzegahında sotelenmemek gerektiğini çünkü gelenin geçenin bitmediğini her pardon diyenin seni sıkıntıya soktugunu anladım..
enönemlisi ise ;
vesikalık foto lazım oldu (28 yaşında lisansım çıkıcak ve futbolcu olacağım için) bu maksatla cüzdanımı karıştırdım.. allahım la fayette fişinden abuk subuk not kağıtlarına eski sevgili fotosuna kadar her bi bok çıktı bir tek şey çıkmadı o da cüzdanda olması gereken tek şeydi;para..bi tek para çıkmadı...eski günlerdeki gipi cüzdanımın bi köşesine bi kötü gün parası sıkıştırmam gerektiğini anladım


sonuç şuki ; sinan bu hafta darmadağın olmuştur..eğlenmiştir ama reklamlardaki gipi ;tutun kollarımdan düşerim şimdi ,yorgunum dostlarım yorgunum yorgun hallerindedir...



fotoğraftanda anlaşılacagı üzere kızlar cin gipidir..sinansa bitmiştir..lakin ertesi gece o cin gibi kızlar evde ortayaş moddayken sinan yine hayattadır ve istanbul gecelerinde cin gibidir..peki son durum nedir ; sinan öküzler gibi pişmandır =)


haftaya                                                                                                                                                        
daha fazla uyumalı,daha fazla dinlenmeli,evimde daha fazla oturmalıyım
ama;
beceremeyeceğimi biliyorum...

23 Nisan 2010 Cuma

bu post batı'nın..




   uniceften 23 nisanda bu blog benim çalışması için benim payıma bu resim düştü =) batı doğa kaya çizmiş 10 yaşındaymış ve gözüktüğü  üzere şimdilik en büyük derdi 23 nisanın perşembeye gelmemesiymiş..umarım çok uzun bi süre hatırlayacagı tek derdi bu olur..çünkü o istesede istemesede başını agrıtacak bi çok konusu olucak bunu ne o ,ne başkası engelliyebilir ama umarım seneleeeerr sonra dönüp baktığı arkasında aklına hep güldüğü sahneler gelir..!

keşke benimde batınınki kadar büyük bi derdim olsaydı..!!

ve bu arada farkettimki bloga girmeyeli ne kadar uzun süre olmuş..
ama eve bile girmeyeli çok uzun süre olmuşken bloga girmemek yadırganmasa gerek

sevgili blog;
şimdi seni tekrar kendi haline bırakıyorum.. biraz dinlen, biraz huzur bul.. böylelikle kendimizle kalıp ilişkimizi gözden geçirme fırsatı bulalım..bakarsın yeni bi heyecanla tekrar sarılırız birbirimize, daha bi şevkle..kimbilir belkide severek ayrılırız..!

23 nisan vatana millete hayırlı olsun..ama bugün bi tek çocuklar sevinsin..mümkünse çocukların ilerideki dünyasını kirleten büyükler üzülsün bugün..!

15 Nisan 2010 Perşembe

devren kiralık blog..!


bugün bi haber aldım..blogumu başkasına devretmem gerekiyor.evet evet sadece bana ait olan,az biraz bekarlık hayatının çocuğu sayılan bu blogu tanımadıgım birine vermem gerekiyor..normal şartlarda evlat denecek şu blogu birine vermek evlat acısı gipi koyardı..ama yok koymadı aksine nur topu gipi bir oğlunuz/kızınız oldu haberi gibi sevindirdi..

gelen notta aynen şöyle yazıyordu..

UNICEF, "23 Nisan'da bu blog benim" hareketine destek veriyor! Blog yazarları 23 Nisan'da bloglarını çocuklara bırakıyor.Eğer etrafınızda blogunuzu verecek bir çocuk yoksa, UNICEF’e devredebilirsiniz :) Blogunuzda UNICEF aracılığıyla çocukların çalışmalarına yer vermek için, 23nisanblog@gmail.com adresine UNICEF başlıklı bir mail göndererek blog adresinizi bize iletebilirsiniz...

sizde böyle bir şey yapmak isterseniz eminim onları mutlu etmekle beraber kendinizide mutlu ederseniz.ayriyetten bu denemeden heyecan duyarsanız ve benim gibi biraz daha iler giderseniz  ilgili mail adresine daha başka önerilerde sunabilirsiniz.. dahada ayriyetten eğer 23 nisana dair aklınıza şöle yapsakta çocukları sewinidirsek ne güzel olur der sonrada kimler destek olurki, kimler katılırki derseniz bilinki sinan die biri var o kesinlikle katılır ...
bu blog bana yetmez daha fazla bişiler yapmak istiorum nerde şu unicefin adresi diye aranıyorsanız durunnnn işte tam şurda 

saygılar vede sevgiler

8 Nisan 2010 Perşembe

sevmek için..

annenizi sevmek için ; çocuklugunuzu hatırlayın..

babanızı sevmek için;onun hastalandıgı bi günü hatırlayın

kardeşinizi sevmek için; bi süre küs kaldıktan sonra ilk barıştığınız anı hatırlayın

teomanı sevmek için; renkli rüyalar otelini dinleyin

istanbulu sevmek için; milyonlarca sebep var en iisi trafiğe girmeyin insanlarıyla muhattap olmayın yeter

kadın sewmek için; zewkinize uygun bir kadını 3 saniyeliğine dudağından öpün

futbol sevmek için; barcelona manchester maçını biralar geyikler eşliğinde seyredin


barcelonayı sevmek için; ramblanın ara sokaklarında bir gündüz bir gece geçirin

yaz sevmek için; güneşlenip denizden çıktıktan sonra kulagınızda ipodla soguk bişeyler yudumlayıp insanları seyredin

galatasarayı sevmek için; canlı oynandığını farzederek uefa kupası finalini ağlayarak bir türk gibi seyredin

anadolu yakasını sevmek için; dolunayda göztepe sahilde balıkçı lokaline gidin..

avrupa yakasını sevmek için; tünelde bir yaz akşamı geçirin

parisi sevmek için; sırtüstü çimlere yatarak eyfeli seyredin


allahı sevmek için; etrafınıza bakın

sinemayı sevmek için; morgan freeman filmlerini seyredin

çocuk sevmek için; 2-3 yaşında bir tanesini alıp koklayın 5 dakika arkadaşınız gipi sohbet edin

parayı sevmek için; kazanmak için uğraşıp özendiğiniz bişeyi alın

mevlanayı sevmek için; aşkı okuyun

türklüğü sevmek için ; türkiye hırvatistan maçını seyredin

makarnayı sevmek için; fesleğen bulundurun

erken kalkmayı sevmek için; sabah ezanını eyüp sultanda dinleyin namaz süresince orda olun sonrasında tarabyada kahvaltı yapın

televizyonu sevmek için; amerikan kanallarını seyredin

kışı sevmek için; heryer bembeyazken uludağda etrafı seyredin sonrada kayak yapın

baharı sewmek için; yağmurda toprak kokusunu içinize çekin

bi kızı mecnun olarak sevebilmek için; e onuda siz bulup bana bildirin

beni sewmek için;diğerlerini 2 saniyede hiç düşünmeden peşisıra yazdım..bu maddede sekiz dakikadır düşünüyorum =)

dedim....

6 Nisan 2010 Salı

merakımdır..

bugüne ait merakımdır...? lakin ikinci merakım sizide meraklandırmalıdır..meraklanıp meraklanmıyacagınızı merak ettim..

dün  ipodu her kulagıma taktıgımda bana yaz şarkıları çaldı ''karışık çal'' dediğim playlistim..sinsice bi kaç gün bi yerlere kaç sinan diyecek kadar hadsizleşti..hadi saatler ileri alındı..ki her sene alınıyor..hadi mevsim zaten bahar; havaların düzelmesi normal..e iide bu ipod'tamı kendini yaza ayarlıyor ..???

box die bi film war..filmdeki sahne şu..bir milyon dolar vericekler ama bi şartla..bu paranın karşılıgında dünyanın bi ucunda insanın biri hayatla ilişiğini kesicek..tanımadıgın bilmediğin bi adam..kendimce olurmu öle şey dedim beynimde bşka bi düşünce oldu 500 milyon dolar olurmu lan öle şey dedim..20 milyar dolar dedim (beynimle kalbimi sınıyorum) hatta ileri gittim dedimki lan 20 milyar dolara binlerce yaşam kurtarırsın..düşündüm yok ya 20 milyar dolarıda alamam kaderini yaşar herkes..sonra bi soru daha war filmde ya çocugun kör we topal olucak yada kocası ölücek..!!buna siz meraklanın..!!

güzel bacaklı olmak allah vergisi bişey..mini etek giymek cesaret isteyen bişey..mini etekli güzel bacak e oda sexy bişi..ama bence etekten çok bacaktan çorap önemli bişey bacagı sexy gösteren tamamiyle çorap..e be kadın mini eteği giyip bacakları sergilemek için o iğrenç çorabı giymek nasıl bişeyyyy ??

eve dogru gidiyorum..minibüs caddesindeyim..ışıklar filan war trafik hafiften karışık e istanbul..bir ambulans ötüyor dri drii..uzaktan sesi duyunca sanırsın herkes sağa çekicek ambulans wınnn gazlıycak..acaba dünya üzerinde ambulansın peşine takılmak için birbirine saldıran , kornaya basan ambulans şöförüne camdan küfür edilen başka ülke war mı ??


her yaşın ayrı sorusu war galiba 2 yaşında çişin warmı? 7de okumayı söktünmü? 10da neler öğrendin ingilizcede? 17de kazanıcakmısın üniyi? 20yi geçip 25lere geldiğinde ne zaman askere gidiyorsun..??askere gidersin gelirsin bi kaç sene bırakırlar peşini..sonra tekrar sorular başlarr eeee sinan ne zaman evleniyorsun... hayır gönülleri olsun diye evlensem çocuk ne zaman çocuk olsa sünnet ne zaman o olsa kardeş ne zaman???bu türk halkı sorudanmı ibaret ???


aslında bi çok merakım warken tek problem yazasımın olmaması..hatta dahası dizimin üstünden şu dizüstünü atasım war..e hayat aklına geleni yapmaksa ;bende hayatı uyguluyorum ve bu posta burdan elveda diyorum..

ayriyetten burdan bu satırlar aracılığı ile ;Sn. meow'a Sn.mel'e Sn. fatoş'a Sn anti-kahraman'a hoşgeldiniz diyorumm..

sevindim..
kanat atkayanın beklediğim gipi samimi biri olmasına

delirdim..
90.dakikada gol yiyip dudaklarımda yara çıkmasına sebep olan sivas maçına..

rahatladım..
itunes denen iphone işkencesini başarabildiğime..

baydı..
e yeter artık 118 silsilesi..yok sekseni yok onsekizi..

nefret ettim..
medinede helal şarap açtım bilmemnerde helal sexshop açıldı diyen ahmet hakan her zamanki gipi burada

3 Nisan 2010 Cumartesi

shopping & fucking






hani ben bi bilet arıodum..hani bulamıor biletixe anlamsız yere küfür ediodum. hani to do list lerimi sürekli meşgul ediyordu..hani sadece bir tiyatro oyunuydu.işte o ulaşılmaz sandıgım ve beni uğraştıran iki küçük kağıt tam olarak sağda..


DİKKAT : KESİNLİKLE YOĞUN SPOİLER İÇERMEMEKTEDİR

sıradışı oyunların sıraiçi adresi dot; istanbulun göbeğinde taksimin ortasında tarihi (bence anlamsız) mısır apartmanında minicik ama sıcacık bir salon..

kapalı gişe oynuyan oyunu ise shopping and fucking..isminden de anlaşılacagı üzere biraz sıradışı bir oyun..alışweriş ve sex'in kesişim kümesinden bahsediyor en azından benim gözümde..yada sexin alışwerişleştirilmiş hali..
içinde dram , komedi , reality gipi bir çok konu barındırıyor..sonucunda bi önerme olmadıgı gipi sadece düşündürmüyor beraberinde güldürüyor beraberinde evet ya dedirtiyor beraberinde nasıl ya dedirtip anlamsızlaşabiliyorda..

tawsiyeleri;
--hemen yemek sonrası gitmeyin bence yada çok aç karnınada gitmeyin ilk sahnesi sizi derinden yaralayabilir..yada benim sıkıntısını çektiğim şey sizin başınızada gelebilir =)..
--eger bir iphone'a sahipseniz cebinize koymayın çünkü siz sessize aldıgınız halde o incecik ayrıştırıcı tuşuna farkında olmadan dokunup telefonunuz çaldığında dumur kalabiliyorsunuz..
--oyundan sonra kesinlikle gürültülü bi yerlere , konsere gitmek çin plan yapmayın zira inanılmaz derecede depresif we gürültülü bir oyun fazlasıyla yoruyor..

şaşırtmaları;
--robbie isimli oyuncu size tiyatronun sinemadan daha güzel daha eğlenceli daha kanlı canlı bişey oldugunu keşfettirebiliyor..
--güzel sayılabilecek bi kız üstsüz kalıp sırttan görüntü werdiğinde size çirkin gelebiliyor

eğlencelikleri;
--ben gerçekten seyrediip gülme özelliğimi yitirmiştim (ceme bile) shoppingte seyrettim we güldüm..

eksileri;
--fazlaca gürültülü
--lulu isimli kızcagız haddinden fazla depresif birazda abartılı..
--bazı bölümlerde eşcinselliğe aliye kavaf'ın gözünden bakıyorlar bu aynı zamanda şaşırma bölümünede giriyor..
--yabancı oyunlar kesinlikle orjinaline sadık kalmamalı..biraz üzerinde oynama we bulundugu ülkeye uyarlama gerekiyor..

sonuç;
--gidin , görün..

yeterli gelmeyene vede illa da spoiler isteyene  sezoush
şurada biraz daha fazla yardımcı oluyor..

eğer sizde daha önceden biletixten bilet bakıp yer bulamadıysanız yada gitmeye şu anda karar werdiyseniz sakın uğraşmayın biletixle miletixle 0 212 251 251 45 45 nolu telefondan bilet alabiliyorsunuz wede uğraşmıyorsunuz...


delirdim..
saatler ileri alınır alınmaz hawalar yazlaştı..enerji geldi

uyuz oldum..
hala wall'üme gelen febe macı dalgalarına

şaşırdım..
az evvel serettiğim mtv turkey de bir klipte şarap şişesinin buzzzlanmasına..

öldüm..
uykusuzluktan

nefret ettim..
buraya bi gün ahmet hakandan başkası gelebilecekmi acaba..

23 Mart 2010 Salı

yardımcı devletin isyankar vatandaşı..!!

Aşağıdaki satırları okumadan önce lütfen şurdaki satırlara bir tık yapıp ilgili haberi üstünkörü okuyunuz...

eskilerin bir lafı wardır yenilerse çok kullanır bense pek sewrim bu pek şükela biplilk lafı..


ayranı yok içmeye tahtırevanla gider şaapmaya hatta ne şaapması utanmadan yazıcam ''sıçmaya''..!!
ilgili haberi okudugum saniye agzımdan ilk çıkan cümle bu oldu...
yardım dümşmanımıyım...??;
kansızmıyım ??
bencilmiyim ??
ırkçımıyım..??
cimrimiyim ??
o muyum bumuyum ??
hayır..zanımca hiçbiri diilim hatta ve hatta nerde bi yardım programı görsem bi şekilde destek olmaya çalışan, elimden geldiğince birilerine yardım etmeye , birilerini ettirmeye çalışan biriyim..
ee o zaman bu ne perhiz bu ne lahana ??
peki olayın türkiyeyi ilgilendiren kısmı neresi ?


benim ülkemin en büyük sorunu ne ??
bana göre terör..
peki terörün en büyük sebebi ne?
cehalet..!
peki cehalet nasıl kırılır..?
okuyarak,okutarak..

lan benim ülkemin bi çok yöresinde okul yok ,kalem yok ,kitap yok,okula gidecek yol yok..

verilen para 75 milyon dolar..peki eğitimin verileceği öğretimin görüleceği bi okulu kaça mal eder devlet ??
hadi 250.000 dolar diyelim.. darfura gidecek 75.000.000 dolara 300 tane okul yapılır be üçyüz tanee...
mesele sadece darfurda diil..bu ve bunun gipi yüzlerce yardım yapıyor bizim ülkemiz darfura şuna buna hatta borca batan ülkelere bile..sivil yardımlara hiç bir şey diyemem..hatta haiti depreminde bende bi kaç sms attım, filistin için onlarca kampanyada destekçi oldum..ama iş devlet bazında yardıma gelince orda durmak lazım..çünkü darfura yardım gönderir; ama batmanın kozluk ilçesinin gümüşörgü köyünde okul yapmaz kız çocuklarını okutamaz 14 yaşında evlenmelerine sebep olur ve ondan gelicek nesilin cahil olmasını sağlarsan bunun hesabını o watandaş senden sorar..
mesele allah rızasıysa hz. ömeri örnek al we kendi sorumlulugundaki watandaşının tebdili kıyafet gezen hz. ömere : .''ömer benim burda aç oldugumu bilmiyorsa ne diye oturur o makamda'' demesindeki sırra bak..



ilgilisine not : bu yazı asla bir hükümet,bakanlık,bakan,milletvekili,siyasi parti eleştirisi değildir.bu bir mantıalite eleştirisidir..

üzüldüm..
hepimizin gideceği yere bizden önce giden büyük başkan özhan canaydın'a

sevindim..
güneşli havaların geri dönmesine ve tshirt sezonunu açmama

sinir oldum..
işin yoksa bir sene daha kayak için kar yağmasını bekle..


özendim..
takımında insan ötesi bi varlık messiyi barındıran barca taraftarlarına

heyecandan ölüyorum
pazara..

18 Mart 2010 Perşembe

giricekmiyiz şu avrupa birliğine ..?


şimdi hergün avrupa birliğine girdik giricez giremiycez girebilecekmiyiz layıkız layık değiliz'leri okuyunca aklıma ülkenin ufacık portresi geldi..


adam muhasabeci karısı ew hanımıdır 2 cocukları vardır okumakta olan akşamları tw seredip hafta sonları teyze amca ziyareti yaparlar mesutturlar

adam ceo  karısıysa sosyal projelerde sorumluluklu bir cemiyet insanı 2 cocukları vardır kolejde we amerikada.. hafta sonları kayakta weya davetlerde..

adam işsizdir toplamda 3 karısı 17 çocugu vardır çocuklarının bi kısmı istanbulda bir kısmı essiende bir kısmı bismildedir zaten 8inin ismini sayamaz bile

adam bankacı karısı bankacıdır çocukları yoktur ev kredileri bitince çocukta olucaktır illaki. hafta sonları alışweriş merkezlerinde sinemada geçirirler

adam seyyar satıcı karısı gündelikçidir 6 çocuktan 3 ü okumakta biri koca beklemekte 2 si ewe nafaka getirmek için yollardadır

adam işssiz karısı ise babasının ewinde boşanma çabalarındadır.çamaşır makinesi olmadıgı için akşamları 3 çocuga çorba kaynatmaktadır baba

adam yönetici karısı okul müdürüdür 2 çocukları wardır biri lisede biri hukuk fakültesinde hafta sonları herkes bi yerlerde olmak suretiyle özgürce wede mutluca eğlenmektedirler

adam sıva ustası karısı evde havlu dikmektedir 3 çocukta gayet başarılı bi şekilde devlet okullarında okumaktadırlar ay sonu zor gelsede geliyordur we ewde çorba kaynıyordur..

adam holding patronu ,ayrıldıgı karısı nafaka zengini, adamın sevgilisi manken, kadının genç sevgilisi yelkencidir herkes gayet mutludur..

adam karısı ve 4 çocuğu tarımla uğraşmaktadırla yok organik tarımla değil tarlada domates ekerek eğer bu sene hasat ii olur ise son kardeşi okutucaklardır

adam oyuncu, evlenmediği sevgilisi modeldir adamın ilk karısından olan 2 çocugundan biri futbolcu sevgilisi diğeri ise cemiyette playboydan playboya dolaşan çıtır bi fıstıktır



girebilecekmiyiz ???

ülkenin bi kısmı zaten avrupa birliğine girmiştir..;
geri kalan diğer kısmına ise zaten giren girmiştir..

mümküNse..

mümkünse ;

taksim bostancı dolmuşundaki eli yüzü düzgün iyi giyimli erkekler para uzatırken seslerini rutkay azizleştirmesin kadınlarda telefonda konuşurken saba tümerleşmesin..

aynı dolmuşta nescafe ice'ımı yudumlayıp penguen okurken yanımdaki kadınlar çaktırmadan elimdeki pengueni okuyup kısık sesle kıhkıhlayıp sonra ben onların tipini merak edip usulca onlara baktıgımda gözlerini kaçırıp birden cool kadın olmasınlar..

118 reklamları yasaklansın hatta 118 kawramı komple kalksın belleğimizden silinsin 25 çeşidini görüp her tw açışımızda cingıllarını dinlemektense aradıgımız numarayı eşten dosttan sorgulayalım...

telefonla tiyatro bileti aldıgımda arkadaşlarım hayrola ne bileti aldın dediğinde  afrikaya gidiyorum ya nisanda  dememe şaşırsın way be geziosun ulan demesin..


akşam ewe 7 de girip bi daha dışarı çıkmadan tw seretmek düzenli yemek yemek we düzenli uyumak benim hakkım hafta içleri arkadaşlarım beni aramasın sormasın gelsene ya demesin yada olum uykusuzum gelemem diince bi taneside anlayışlı olsun..

istiklalde aynı anda 15 metrekare çapta 75 sewgili her köşede her bucakta sarılıp koklaşıp öpüşmesin erkek erkeğe kız kıza gezenlerde olsun..

galatasaray lisesinin önünde fotograf çekilmek yasaklansın yada çekilceklere şart koşulsun topkapı sarayının bekçisi gipi durup poz wermesinler..

daha çok erasmus öğrencisi istanbula gelsin ama bunlar yolda yapakta kafamın dibinde öküz gipi geğirmesin..

ergenekon balyoz anayasa asker hükümet kriz kelimeleri hayatımızdan çıksın..


diyarbakır küme düşssün we diyarbakırda futbol konuşmak bile yasaklansın..

feysbukta grup kurmak wideo paylaşmak yasaklansın otun bokun altına twiter/blabla adresini yazma modası kaybolsun..

kimse aşkı memnudan şikayet etmesin yok ediceksede mümkünse aşkı memnu reyting rekorları kırmasın..

ahmet hakan yazı mazı yazmasın sınırdışı edilsin arada sırada büyük acılar çekiyor ama hala yaşıyor haberleri gelsin..

allahını peygamberini sewen bir allahın kulu şu istanbula bi festiwal getirsin we mümkünse ayrımcılığın olmayacagı herkesin katılımcı olacagı we geleneksel olup dünyadaki diğer canlıların bu festiwalden haberdar/ takipçi olacagı bi festiwal olsun..

arkadaşlarım peşisıra sewgili bulmasın...


izdivaç programları akşam kuşağına alınsın erkek milleti we çalışan insanlarda gülebilsin..bide yarın bana bir adet, bu postu okuyanlarada iki adet süper haber gelsin..
bide bu  ''mümkünse'' post'u benim blogta klişeleşssin haftada bir aklıma gelsin



aylardır (uludağ hariç) istanbulu terketmediğim birileri tarafından farkedilsin biri tutup kolumdan beni bi yerlere tatile götürsün yada kışkırtsın yada aklıma soksun...


yalvarıyorum farmville daveti gelmesin..

diye zırwalayası geldi sinanın..bide üstüne yatağa kıwrılası...

15 Mart 2010 Pazartesi

öle..

sarhoş olsak ya,

kimiz unutsak ya,bulut olup iç içe
bardaktan boşalsak ya sarhoş olsak ya
tek vücut olsak ya
yüksek doz aşk alıp burda mutlu ölsek yaaaaaa
yıllar önceydi,

çok da güzeldi şimdi düşününce
benimsin demiştim
ben de senin
renkli rüyalar otelindeeeeeeee

bilgisayarımdan tam olarak bu şarkı çalıyorrr..elimde tam olarak hürriyetin seyahat eki war sicilyadan paskalyadan bahsediyor..tam bunlar olurken günlerden pazartesi..ya allah aşkına kim çalışır ki böle bi durumdaaa..bide daha önemli bi detay pazartesi dünyaca ünlü bi sendromken bir gazete neden seyahat eki werirkiiii ,??

gün içinde bi arkadaşımla sohbette şu soru dolaşıyor birden agzımıza adaya düşsek yanımızda kimin olmasını isteriz..ben 1.4 saniye düşünüp kate'i (evangeline lily) alırım diorum...arkadaşım da düşünüyor düşünüyor şunu alırım ama onun şusu war bunu alırım onun şusu war onu alsam ya şusu çıkarsa ötekini alsam bunu çıkarsa berikini alsam şusu böle diip bulamıyor..hani bi laf vardı bülbülün çektiği dili belasıdır diye heh kadının çektiğide dili ve ayrıntı belasıdır =))

eğer bu satırları okuyan birileri varsa lütfen bana destek olsun..hatta önyargılarla bana güwenerek diil.. deneyerek isyan edin..sizden ricam eti puf alın açmaya çalışın sonra açamayıp çıldırın we etiyi mail yagmuruna bogun..ya ben bu eti pufun delsiiyim yaklaşık haftada 2 paket 12li ambalaj bitiriyorum we artık sabrım kalmadı ya telefon bile açtım tmm diolar ama gene açılmıo paketleri.. yaaa jelatin sıyrılıyor sonra alttan sıkıştıp dişinle patlat yok bıçak bul kes filan bi ton iş....


uyusammı ne !!

9 Mart 2010 Salı

bir tutam mantıksız tespit..

şimdi bugün sekiz mart dünya kadınlar günü ya ..hani tüm dünyadaki kadınlar bugün tebrik ediliyor hatırlanıyor ya hani tüm firmalar bugüne çarşaf çarşaf  reklam weriyor gazetelerde cukkayı dolduruyor yaa..işte bu olay zannımca tamamen bir acındırma harekatıdır..we saçmalıgın daniskasıdır..ya kadının günü mü olur yaaa..!!ya bu kadınlar eşitiz demiyormuuuu e nie günü oluyorki biz zaten eşitiz eşit değiliz demiyoruzki onlar kendi kendilerine her gün eşitiz ulan diolar 8 martta eziliyoruz eşit değiliz eziolar diolar...ya biz sizi zaten ödül olarak görüyoruz we sizi kendimizden farklı görmüyoruzkkkkiiii girmeyin şu komplekse lütfen yaaaa...
                                                                                                                    saçmalık..


gecenlerde bi arkadaşımın doum gününe gittim..vouge'dan içeri girdim adımımı attım sarışın bi adam bana baktı ilginç bi şekilde..alalala üstümde bişimi war yok bi yer mi açıkta yooo adamın yanında hatun wardı we ben ona bakmış gipimi oldum yoooo..nese öle böle mojitoları (yaz gelsin die) yudumladıktan sonra kahrolası sigara yasagı yüzünden nikotinlenmek için sogukta terasa çıktık ordada laklak yaparken bakışlı abi geldi yanımıza arkadaşımın kuzeniymiş mrb mrb dedik tanıştık pardon dedi david guettayı tanıomusun bende dj dedim gördünmü dedi bende yoo dedim abi sen onun aynısısın dedi hahahah güldük filan bana onun için mi baktın dedim oda ya nisanın 10unda davidi getirioruz ve biraz sıkıntılar war benimde kafam ona takılıyken sen içeri girdin o yüzden şoka girdim dedi üstüne geyikler geyikler yaptık sonunda bi sorun olursa 10 nisanda çakma davidlik yapmamda anlaştık..ayriyetten de bu olay sayesinde rambla'da yürürken yolumu kesip fransızca david guetta bla bla bla konuşaniki kızın ne demek istediğini aylar sonra anladım..
                                                                                                                      
david guetta


şimdi seçilmemiş we ölesine konmuş iki foto we baktıgım zaman sadece saçlarımızın benzediğini farkettim..ama şuda var o  çalmak için 80bin alıyormuş ben 5 bine fitim pazarlık payımda mevcut =)








pazartesi sendromunu yenmek mi istiyorsun..??pazartesi sabahları sana hep eziyet mi oluyor pazarın acısı köpek gipi mi çıkıyor ?? acıcaksın fizy.com'u ordan moodu seçeceksin ordan mutlu yada hareketliyi seçeceksin sonra msnini kapayacaksın feysbuka girmiyeceksin  maillerinede bakmayacaksın dünü unutacak haftasonunu gelmeyecek sanacaksın sonra işine gücüne konsantre olucaksınn daha fazla çalışıcaksın we bak nasıl geçiyor zaman nasıl kalkıyor stres ortadan..
                                                                                                                         kaşif

james blunt diye bi herif war bu dünyada ve ben bu herifin dünyada müzikte bulunmaz bi nimet oldugunu düşünüorum..ve  benim bu düşüncemin tüm dünyada yaygın olmamasına şaşırıp kalıyorum..kesinlikle we kesinlikle jamesin yarısı bir elton john eder ve eminimki goodbye my lover albümünü dinlemek bu herifin bu evrende bulunmaz 5 ses arasında oldugunu anlamak için yeterli olucaktır...
                                                                                                                       james


haydi lililililililililil....yüzonsekiz on sekiz oooooooonnnsekizzzz....kipadasepetinizucuzadolar...eger akılda kalıcı reklam yapmak istiorsanız kesinlikle ii bir cingılı olmalı bakınız şu anda aklıma gelen üç reklamda esas tüketicisi olmadıgım we gün içinde agzımda gevelediğim reklam cingılları ve geçenlerde farkettimki sadece beim agzımda gevelenmiyor aşağı yukarı herkes aynı şeylere takılmış bu ara...
                                                                                                                       reklam


şu şoping fakingin biletlerine kawuşmama az kaldı 3gün sonra kesinleştirilmemiş rezervlerden ilk açılacak yereleri bana bildiricekler, geriye kaldı romantik bi şekilde aşkın 500 gününü seyredicek ekip we ruhu oluşturma.. sonrada beni alice in wonderlanda götürücek iyi kalpli bi arkadaş bulmaca..
                                                                                                                      sanat


tw açık.. şu anda 24 yaşında bi gencin ölümü we bir annenin hıçkırıgı gelince dikkat kesildim..kickbox yapan bi genç bir yumruk yiyor we ölüyor..mağlup olmuyor , sakat kalmıyor, agzı burnu kanamıyor direk olarak ölüyor..ölüyor yaaa ölüyorrr hayatı bitiyor daha nefes alamıycak aşık olamıycak sewişemiycek bayram göremiycek tatil yapamıycak denize giremiycek annesini öpemiycek...allah belasını wersin böle işin yaaa................................................................!!!biraz daha seyredip aglamaktansa sigara içip uyumayı tercih ediyorum..
Related Posts with Thumbnails