24 Mayıs 2010 Pazartesi

mutluluk..!

dünyadaki her insanın tek isteğidir mutluluk..!
ve çok zor bulundugu sanılır..!
herkes farklı kapılarda arar..!!
aslında herkesin aradığı kadar zor değildir mutluluk..
mutluluk ; mutluluk bir kadındır..!!!
sevmediğin pazar gününü cennete çevirecek ve sana mutlulugun ne oldugunu keşfettirecek bir kadın..!

18 Mayıs 2010 Salı

korkma yılmaz özdil düşene vurmayız biz..!

oldum olası sevmem ben yılmaz özdil denen adamı..oldum olasıda kimseler anlamaz benim o adamı niye sevmediğimi..defalarca açıklama yapmışımdır şu sebepten sevmiyorum diye herkeslere..
ve bugün bir kere daha anladım..ağzıyla kuş tutsa sevemem bu adamı ben cenneti vaad etse değişmez onun hakkındaki görüşlerim hatta sevmdiğim gibi nefret ederdim nefret ettiğim gibi sevenleride anlamakta güçlük çekerim..!
peki bugün ne olduda bunu bir kere daha anladım;
sabah rurini olarak vapur öncesinde gazetemi aldım ve her zamankinden farklı olarak direk manşete bile bakmadan yılmazın yazısını açtım ne yazdı diye çünkü o kadar merak ettimki ne yazdıgını.. çünkü 3 gün evvel baykalın koltuguna oturacak kişiyi tanımlamıştı kendince ve aynen şunları söylemişti;
(kendi yazısından)..; hatta inanmam diyene
burdadır.

O koltuğa oturan...

Fırsattan istifa'de edendir.
O koltuğa oturan...
Bu komplonun ürünü olacaktır.
O koltuğa oturan...
İstediği kadar “istemedim” desin, “istemem yan cebime koy” diyendir.
O koltuğa oturan...
Ne kadar hisli ağıt yakarsa yaksın, timsah gözyaşları dökmüş olacaktır.
O koltuğa oturan...
Ömrünün sonuna kadar, aynanın karşısına geçip, kendine bile soracağı, “yoksa, tezgâhın tezgâhtarı mıyım acaba” merakının muammasıdır.
O koltuğa oturan...
Bileğinin hakkıyla değil.
El kasediyle gerdeğe girendir.
O koltuğa oturan...
Liderini ardı arkası kesilmeyen yalanlarla, iftiralarla, sahte belgelerle oradan göndermek isteyenlerin zaferidir.
O koltuğa oturan...
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir hesabı, “durmak yok yola devam” diyendir.
O koltuğa oturan...
“İstifa istifa” diye linç çığlıkları atıp, amacına ulaşanların rehinesidir.
Kucağa oturur.
O koltuğa oturan...
İktidarın doğrularını bile desteklese, gizli işbirlikçi olmakla suçlanacaktır.
O koltuğa oturan...
Haksız kazancının hesabını kendi vicdanına bile veremeyeceği için, başkasına hesap soramaz.
O koltuğa oturan...
(Uyarmadın demeyin.)
O koltukta oturamaz.
O koltuğa bu şartlarda oturmaya kalkan, mezar soyucusudur... O koltuğu, sahibine, yani Deniz Baykal'a geri vermeyenin, Anıtkabir'e girmesi yasaklanmalıdır!

dünse o koltuğa bir talip çıktı..kemal kılıçdaroğlu..hani yerel seçimlerde bize anlattıgı gandhi dediği öve öve bitiremediği halk adamı dediği kılıçdaroğlu..e o zaman aklıma gene bir laf geldi eskilerden;

bu ne perhiz bu ne lahana turşusu..
ey yılmaz anıtkabire giremeyecek bir adamı belediye başkanımı yapmaya çalıştın sen ?
mezar soyucusu bir herifi mi savundun bize karşı ??
vatan hainimisin sen yılmaz ???

pekii ben gazeteyi elime aldım sonrada yılmazın sayfasını açtıımda..o çok merak ettiğim yazıda ne yazıyordu biliyormusunuz ??
aynen şu yazıyordu ; (yok artık inanmam diyene aha oda
şurdadır.!
Bir kafede oturuyorum.

Fonda müzik var.
Candan Erçetin söylüyor:
“Kırık kalpler durağında...”
“Kimini yakıp geçen aşklar incitmiş, kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş, kimine yakın dostu ihanet etmiş, kimi hayatın sillesini yemiş...”
“Sözleşmeden buluşuverir kırık kalpler, anlatılmaz ama ordadır bütün dertler, gönül kırgınlıkları, hayat haksızlıkları, kader yalnızlıkları çeken bütün kalpler...”
Bana sorarsanız...
Bursaspor’u anlatıyor.
Ömer Erdoğan...
Galatasaray’dan gönderildi.
Mustafa Keçeli...
Trabzon’dan gönderildi.
Ali Tandoğan...
Beşiktaş’tan gönderildi.
Turgay Bahadır...
Kayseri’den gönderildi.
Tuna Üzümcü...
Beşiktaş’tan gönderildi.
Hüseyin Cimşir...
Trabzon’dan gönderildi.
Zapotocny...
Beşiktaş’tan gönderildi.
Ertuğrul Sağlam...
Beşiktaş’a yaranamadı.
Oynarken de gönderildi.
Hocayken de.
“Kırık kalpler durağı”dır Bursa...
Tıpkı şarkıdaki gibi, gönül “kırgınlığı”, hayat “haksızlığı”, kader “yalnızlığı” çekenlerin, “sözleşmeden buluşuverdiği” adrestir, Bursa... “Kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş, kimine yakın dostu ihanet etmiş, kimi hayatın sillesini yemiş...”
Taaa üç ay önce...
Fanatik’te yazmıştım bu yazıyı.
Bizans basını “ırkçı, faşist, katil” diye damgalıyor, sadece takımıyla değil, çoluğuyla çocuğuyla koskoca bir şehir “kırık kalpler durağı” haline getiriliyordu... Ve herkes, “Sen İzmirlisin, Göztepelisin, sana ne Bursa’dan?” diye merak ediyordu.
O günlerde, Bursa’yı daha çok hedef haline getirmemek için elim gitmemişti...
Bugün yazıyorum.
Sadece 5’inci büyük değildir...
“İlk”tir.
17 defa Şükrü Saracoğlu.
17 defa Ali Sami Yen.
13 defa İnönü.
6 defa Avni Aker.
Hangi renklere gönül verirsen ver...
Türkiye’nin ortak şampiyonudur Bursa.
Çünkü, Cumhuriyet tarihimizde ilk kez “Atatürk” Stadı’nda kaldırılıyor kupa!

bu saatten sonra söliyecek çok cümle geldi ağzıma..ama sölemiycem çünkü
DÜŞENE VURMAM BEN..!!

öncelerden bana niye sevmiyorsun yılmaz süper adam diyip şimdi bu yazıyı okuyanlar varsa ve hala sorarlarsa ilk soruşlarında tekme tokat girişirim bak demedi demeyin..!

11 Mayıs 2010 Salı

bay KAL..!!!

bir adam var birde kadın ve bunlar sevişiyor
gayet normal..

bir adam var evli bir kadın var oda evli ve sevişiyorlar
çok normal..


bir adam var parti lideri,bir kadın var özel kalem müdürü sevişiyorlar
tabiki normal

parti lideri ve özel kalem müdürü sevişiyor ve sevişme sonrasında özel kalem müdürü milletvekili oluyor
heh işte bu hiç normal değil..!

günlerdir bütün ülke deniz baykal kasedinin peşinde dolaşıp duruyor..gizli kamerayla çekilmiş aşağılık bir durum bu..mahremiyeti hiçe sayarak özel alana müdahale bu..

görüntüleri seyrettim tabiki hemde ilk saattlerinde.. kimileri bu seyretmeyi utanmazlık olarak niteliyorlar ..

ama bana göre ülkeyi derinden etkileyen bir film ve bu bir porno film değildir..porno film; insanları ereksiyona sokan sevişme görüntüleridir..ve ereksiyon için son tercihim baykal olur..
neyse durum şu ki dikkatlice izledikten sonra yorumum şu oldu çok büyük bir ihtimalle baykal ama bir montaj olma olasılığı çok yüksek ..eğer baykal değilse bir iki saat içinde yalanlama gelicekti..ama gelmeyince acaba dedim.. gün sonra açıklama geldi sayın baykaldan içerisinde defalarca komplo lafının geçtiği ama bir kere bile benim / ben değilim / montaj / gerçek laflarının geçmediği bir şekilde geldi bu açıklama..hem de açıklamanın sonunda istifa ediyorum diyerek..

sonrasında ağlaşmalar bağrışmalar lütfen geri gel demeler son olarak açlık grevleri yapmalar filan..sonrasında köşe yazarları,gazeteciler,yorumcular,siyasetçiler hepsi konuştu hedüü hödöö hepsi olayın anlamsız boyutlarıyla ilgilendi..
bense şöle düşündüm neden bu adam çıkıp hayır ben değilim diyemedi..!neden partinin kadın kolları,ülkenin kadın savunma dernekleri,feminist yazarlar,yada tüm kadınlar ey baykal sevişen senmisin diye sormadı? neden ey nesrin sen bu adamla sevişip sonrasında vekilmi oldun diye soramadı?neden birileride çıkıp ey baykal boşver onu bunuda senmisin değilmisin diyemedi,ey baykal bu bir iftiraysa bu bir komploysa neden istifa ediyorsun diyemedi yaa..!!

bu ülkede meşhur olmadımı çocukta yaparım kariyerde lafı..! bu ülkede denmedimi kadınlar siyasette olmalıdır, iş hayatında olmalıdır orda burda olmalıdır, egemenlik erkekte değil millette olmalıdır ,cinsel istismar uygulanmamalıdır demedikmi biz...

Tuttu herkes komplo dedi,anayasa görüşmeleri dedi,deniz baykalı bitirmek istiyorlardı dedi,onu dedi bunu dedi ama bir kişide çıkıp eğer bu olay gerçekse bu çok aşağılık bir durumdur bir kadın; vekil olabilmek için sevişmek zorunda kalmıştır demedi..eğer bu olay gerçekse bizden oy isteyen ve prensibi,ilkesi laik demokratik türk cumhuriyetinin devam etmesi olan bir parti; vekilleri sevişerekmi belirliyor demedi..?

akşam saatlerinde bilişim uzmanı bir chpli vekil açıklama yapıyor kasette 43 montaj var, 21 derece eskitilmiş, 38 derece karartılmış filan filan..hastanede ameliyattan çıkan doktor hasta yakınlarına şöyle konuşur nabız şu olmuş, kalp atış şuna indi, kan akıntısı şu düzeyde ,kemik içindeki şu filan filan hasta yakınları hemen müdahale eder yaa doktor yaşayacakmı,iyileşecekmi doktor ??benimde aklıma aynı soru geldi ya sayın vekil boşver açıyı eskitmeyi görüntüdeki baykal mı değilmi..?sn vekil bu konuyada değindi ''tam olarak bişey kestirmek güç''..bu konun tek cevabı sn. baykalda peki o ne diyor komplo diyor komplo.. ama demiyorki ben değilim,demiyorki benim..o kolay olanı seçiyor yükleniyor birilerine veriyor demagojiyi alıyor puanı..

sonuç ne ; 28 yaşındayım miğdem bulanıyor siyasetten,miğdem bulanıyor meclisten,miğdem bulanıyor yalaka yalama ve körü körüne inanan o yaptıysa dogrudur diyen insanlardan..

körü körüne allaha bile inanılmaz değil baykal...
eğer baykalsa insan içine çıkmamalıdır.seviştiği için değil,karısını aldattığı için değil,hiçbir şey için değil altında çalışan bir kadınla yatıp onu daha üst bir makama getirdiği için..

ve eğer baykal değilse o zamanda imaylada olsa o insanı suçladığımız için kafamızı önümüze eğip kendimizden utanalım ve gidip özürler dileyelim..
ama meşhur bir lafın sansürlenmiş hali şöyledir..aksi iddia edilmemiş her iddia gerçektir..! ve garip olan kısmı neden aksi iddia edilmemektedir..!

bu yazı bir çok köşe yazarına mail olarak gidecek bi çogu okumayacak,bir çogu yarısında bırakıca,birazı okuyacak bir kaçı cevap verecek..ama bana göre bu yazıdaki önem; bu yazı kimseye hesap vermek zorunda olmayan,şöle yazarsam okur kaybederim,tepki alırım endişesi taşımayan bir adamın klawyesinden çıkmıştır..ve kulislerde ne konuşulduğunu bilmem ama sokakta bunlar konuşulmaktadır..ve sokakta konuşulanların stüdyolarda konuşulanlardan farkı ; konuşmalar spontane olur ,düşünceler gerçekçe yansıtılır, olaya tam kalbinden yaklaşılır ,bunun için gerekirse tayyip erdoğana küfür edilir ,gerekirse deniz bayakala küfür edilir ama insanlar aklında ne varsa sansürsüz ve endişesiz bi şekilde dillendirir..

ve bir kere daha anladımki bu ülkede yaşamak için hümanist olmak gerekir..deniz baykal seviştimi sevişmedimi dert etmeden hafta sonu gelen sıcaklar sebebiyle iki günlük tatil düşünülmelidir..belki adaya belki bodruma..!

8 Mayıs 2010 Cumartesi

gelecekteki sevgilime mektubumdur..!


ey sevgili nerdesin kimlesin napıosun ne haltlar yiyosun şu anda tam olarak bilmiyorum..ve haliyle beklettiğin için soramıyorumda..ama sanmaki geldiğin zamanlar bunlar sorulmuycak ,eski defterler açılmıycak..

sevgili sevgilim
öncelikle sevgilisi olacagın adam an itibariyle burnu akan ve hastalığa merdiven dayamış bir adam.. buruşturma hemen yüzünü sen geldiğinde çoktan iyileşmiiş olurum..sonralıkla neler yaptıgını sorucak olursan tam olarak bende bilmiyorum açıkçası ama yerinde duramadıgını rahatlıkla söliyebilirim mayısın ikisinde denize girdi yaklaşık 1 aydır ilk defa dün akşam 9 saat uyudu.. ama sen gelince söz o ki hayatına çeki vede düzen vericek taksim beyoğlu hattıyla arasını sogutacak  tüm sıcaklığı sana kanalize edicek..

sevgili sevgilim..
sevgilin olucak bu adama baştan alışman için söliyim kendisi 28 yaşında adam olmakla çocuk olmak arasında bocalamaktadır aslında bocalamasının sebebi kendisi çocuk olarak kalmakta inat ettikçe vücüdu adam olmaya çekiştirmektedir kendisini..rahatına düşkündür mesela en sevdiği kelimelerden biri keyiftir bu yüzden olucakki dar ve sert koltukları sevmez geniş yayılmalık we yumoşlardan olmalıdır..evi dekore ederken aklımda bulunsun diye şeyler aklından geçirdiysen avucunu yalarsın sevgilim! işte o işi sana bırakmayacaktır çünkü çocukluğundan beri hayal ettiği şeyler arasında evini dekore etmekte vardır..

sevgili sevgilim..
bu sevgilin olacak adamla kös kös evde oturma hayalleri kurma sakın ilk günlerinde..çünkü her ne kadar tanıştığımız ilk gün ve dakikalarda oturaklı usturuplu tawırlar takınacak olsamda elini tutup koşturucaz her yöne..yok öle ewde pineklemeler tatillerde favori mekanlara gitmeler filan..hep farklı mekanlara farklı şehirlere farklı ülkelere gitmeyi ister bu gönül ve eminimki bu gönül , o gönülede alıştıracaktır bu özelliği.. pasaportlarımız evlenme cüzdanlarımızdan çok daha kutsal olucaktır bu yüzden..e tabi bunu bi süre yapabilicez çünkü başbaşa kalma süremiz stoklarla sınırlı olucak..buna bi süre engel olucak tek şey karnındaki koca bi şişkinlik olucak çünkü benim sana sewgilim demem kadar bir güzel şey daha yerden bitme bi şeyin sana annii demesi olucak..ve emin olki o varlıktan bi tane olmayacak sanırım üç tanede ikna edebilirsin beni..


sevgili sevdiğim..
sigara içmen benim için hiç problem değil sevgilim anlayışla karşılayabilirim seni çünkü hastalıkta ve sağlıkta sigarayı bıraktıramayacağın bi adam sevgilin olucak senin..ama onun böle büyük konuşmasına özenip bende asla saçımı kısa kestirmem diye naralar atma..çünkü saçların bi dönem için bile olsa kısacık kestirilecek ve birbiri içine sokularak karman çorman modele bürünecek..her erkek gipi özel günleri sevmez sevgilin ama hayatın süprizlere dayalı oldugunu düşünür hep.. sevgililer günü hariç 364 gün boyu sana seni sevdiğini itiraf edicek ve akıl almaz zamanlarda akıl dolu süprizler yapacaktır..
kafamı karıştırdın e peki ben seni nasıl mutlu edicem diye sorucak olursan sen bi gel sonra bi sev sonra bide gözlerime bak ahada ben mutlu oldum..tabiki sadece gülen gözlerim yok benim bazen içi gülen gözlerimden yaşlar da süzülüyor buna şahit olması için seni bekliyorum..şimdilerde ise eğer süzülücekse yaşlar kapım kilitleniyor hıçkırıyor yada sessizce karambole getiriyorum ama güç alacagını sandığın bu adam omuzlarına yaslanıp çocuk gibi ağladığında sakın şaşırma..

sevgili sevgilim..
benden içeri geldiğin anda sporu sevmek zorunda kalıcaksın..çünkü zorla ama itinayla kışları kayaga geliceksin, yazın hep yüzüceksin benle beraber, hiç mızmızlanmak yok çünkü bahar yağmurlarında toprak kokusunu duyabileceğimiz bi yerlerde yürüyüş yapıcaz aynı zamanda..haftada bir halı saha maçım war ama bu konuda seni özgür bırakıyorum istersen gelmeyebilirsin..ama sevgilin yorgun argın döndüğünde sıktıgın portakal suyunu ona içir ve bir kerede öp kapıdan girince terli olmamı önemsemeden..galatasaraylı olmayabilirsin tabiiki ama galatasaray maçlarına gelmek zorunda kalıcaksın maalesef..eger evimiz büyük bahçeli bişey olursa pinpon masamızda beni yenmek için çok çaba sarfediceksin ama uyarmadı deme çabaların nafile..

sevgili sevgilim
bilmem sen severmisin ama sevgilin olucak bu bedbaht okumayı çok sever kitap dergi gazete karikatür köşe yazısı blog o bu nerde bi yazı görse okur yani.. müzik zaten vazgeçilmezidir türü önemli değildir işlevi önemlidir..aslında gece hayatını pek sevmez ama sen gelmediğin için vermiştir kendini gece hayatına..hooopp neree gidiosun otur evinde demeni bekliyordur bu bedbaht..her ne kadar özgürlüğüme çok düşkün olsamda sınırlarımın çizilmesi çok hoşuma gider garip bi şekilde uyarmıyım bilmem ama sen genede gelince büssüürü sınır çiz bana olurmu..gece çıkamazsın şunlarla görüşemezsin filan gibilerden..bölelikle hep birlikte olalım sen ve ben..uyanırız kahwaltı yaparız işe gideriz yemeğe çıkarız koşarız eğleniriz film serederiz alışweriş yaparız öpüşürüz koklaşırız sarılırız seyahat ederiz keyif yaparız yazarız çizeriz ama hiç bıkmayız..


sevgili sevgilim..
nerde oturucaz diye tasalanmana pek gerek yok ikimizin adına ben çoktan karar verdim..istikamet anadolu yakası muhtemelen göztepe erenköy suadiye şaşkın arası bi yerler..nasılsa yatmadan yatmaya diye aklından fikirler geçiriyorsan bu adam dışarısını çok sevdiği gipi evcil bi adamda oluverir bazı vakitlerde..dizinin dibine kıvrılmayı tw seretmeyide ister elbette tabiki sende üstten dogru meyve yedireceksen sevgiline..kıskanırmısın peki diye sorucak olursan bildiğin kıskancımdır ben.. e benim kıskanmaya hakkım varmı dersen özgürsün sevgilim kıskanıcak bi haltımı bulursan..akraba ziyaretlerinden pek hoşlanmam ben yani anlıyacagın amcamın kızının teyzesinin halasına gidelim deme sakın bana ama arkadaş ziyaretleri başımın üstündedir senin dostların bize gelsin benim dostlarıma biz gidelimden inanılmaz haz duyarım hem ne güzel birlikte muhabbetler çewirir eskileri yad ederiz..

sevgili sevgilim..
kafamı toparlamadan sana yazdıgım ilk mektup bu..ama son olmayacak birden gözünü korkutmak istemedim ama eger gelmeyi uzatır ve beni bekletmekten zewk alıcak olursan ben eriye eriye mektup yazmaya devam edicem sana..belki daha hüzünlü belkide daha eğlenceli satırlarla..

sevgili sevgilim
herşey çok güzel olsun diyosan..sen bi gel ve sen bi sev

sevgilin olucak şanslı..
sinan

7 Mayıs 2010 Cuma

bir karamsarın mutluluk önerisi..!!






çok meşhur bir çizelge vardır insan hayatında..hani bebek çocuk genç olgun ortayaş yaşlı filan diye gider o çizelge..hani önce yokuş çıkıcaksın sonra iniceksin derler hep..anne karnından mezara gitmenin uzun yolunu kısacık cümlelerle özetlerler ve bunu okuyan her insan evet ya ne kadar dogru der..

işte o çizelgede çıkılan yokuşun zirvesinin 28 olduguna karar verdim bugün..evet 28 yaşından sonra yokuşun aşağı dogru gidiyor..

tahminen emeklerken yürüyenlere özeniyordum yürürken konuşanlara konuşurken koşup atlayanlara sonra okula gidenlere özendim..ilkokulda ortaokula özendim e nede olsa kravat denen sıkıcı şey çok özenilesi bişeydi dışardan..sonra lisede olmayı istedim hep off serseri tavırlar ve derslerden kaçabilecek cesarete sahip olabilecektim..sonra 18 li yaşa herkes gibi bende özendim ehliyet ve gece hayatının kapıları ardına kadar açılması..sonra iyice özgürleşebilmek için 20 li yaşlar..
kısacası ona özene buna özene geldim 28'e..

öğlen yemeğini burger kingte yedim bugün..içerisi kalabalık ses gürültü kikirdeyen kızlar erkekler..farkettimki bunlar liseli..bi anda ne kadar neşeli olduklarını farkettim..sonrada nasıl bu kadar neşeli olabildiklerini düşündüm..sonrada farkettimki aramızda uzuuunn seneler var ve onlar eğlenirken hesap yapmıyor hayal kurarken vakit düşünmüyor kafalarına göre yaşıyorlar tıpkı zamanında benimde yaptıgım gibi..
ve tuttum bende onlara özendim..
ve farkettimki ben önümdekilere değil arkamdakilere özendim..
ve anladımki o çizelge püfff bu ne yaa cinsinden bir çizelge değilmiş o çizelge bi gün gerçeği insanın yüzüne çarpıcak reelist yaşam formülü imiş..
ve o çizelge her canlının başına gelicek iğrenç ama bir o kadar dogru bir çizelgedir..
yarın +35  birine özenmessem hayatla alakalı bir takım planlarım karanlığa gömülücek..



düşünmeyin karar kara..bakmayın bana verin eli gidin adaya..
cumartesi sabah kadıköyden vapurla büyük adaya..
inince kahvaltızı yapın..     
 kahvaltı  sonrasında faytona atlayın bi tane dıkıdık dıkıdık sesleri arasnda yol alın adada..
ama mutlaka isimleri sorun atların,sorunki bitli perihan bilmemne asena ismleri duymanızla gülmeniz bir olsun ve gülerek başlasın herşey..
sonra otele yerleşin bi tane; sezon  açılmadıgndn fiyatları çok uygun ve sessiz sedasız otellerden birine..
sonra bisiklet kiralayın..
çocukluğun acısını çıkarırcasına tepesinden inmeyin o bisikletin..
büyük tur tabelalarını takip edin arada durup soluulanıp  yayıln  çimenlre denizi seyredin..
ada bittiğinde sizde bittiğinizden bi dondura alıp oturun çimenlere..
sonra sahildeki balıkçılara..
levrekler gelsin salatalar kalamarlar patlıcan salatasını unutmayın sakın
yanında ne içeceğinnizi bilirsiniz az çok.
gece hiç olmayacak hava hiç kararmayacak ve o restaurant hiç kapanmayacak gibi oturun
20 yıldır hiç konuşmamış ve muhabbeti özlemiş gibi konuşun..
saatler sonra adanın sessizliğini görmek için hadi kalkalım artık diyin  we yollanın otele dogru..
ve farkedinki; mutluktan uçmuş onlarca şey yapmış eğlencenin dibine vurmuş oldugunuz halde saat hala 21.30 dur..hatta aranızda tw açsak diye fikir üretip okanın çıkmasına daha üç saat oldugunu farkedin..
e 21.30da uyuyunca sabahta 8de kalkın bi zahmet..havaya bakıp kahvaltıya inin kuş sesleri orman kokusu deniz görüntüsü arasında ..
kahvaltı sonrasında şezlongunuza yollanın tarihin mayıs 2 oldugunu önemsemeden..
güneşlenin bolca unutarak herşeyi hatta istanbulda oldugunuzu ve hatta yarın çalışmak zorunda oldugunuzu..
doyamayın güneşlenmeye vede üşenmeyin suya girmeye ilk başlarda soguk moguk ama az biraz cesaret bir tutamda dayanıklılık size mutluluk hediye edicek..
denize ve otele veda edip çarşıya inin yemeğe sonrada vapurla geldiğiniz yere..
mümkünse şortla gelin..gelinki indiğiniz anda insanlar tatilden döndüğünüzü anlasın we sizde tatil modunu tam yaşamış olun..

önemli
bunları yaparken bilinki uzun süre bisiklet kullanmadıysanız ve adada bolca bisiklete bindiyseniz oturmakta güçlük çekebilirsiniz =) mayısın güneşinden ne olur ne gerek var koruyucu kreme derseniz dönünce görürürm ben sizi..benim gibi herkesin solaryum makinesindemi kaldın?tüp mü patladı?laflarına maruz kalır,sokaktaki insanların anaa nolmuş bu çocugun suratına ifadesindeki bakışlarına şahit olursunuz..

adada denize mi girilir bee derseniz eh bodrum beachlerinden olmasada,gökova temizliğinde olmasada
www.yorukali.com adresindeki tesis kafanızı suya sokabilecek  ve şezlongunda güneşlenebilecek kadar yeterli..


bu ay nasıl bir aydı tam olarak bilmiyorum ama sanırım eğlenme ,dinlenmeme,ve bir çok hakkımı doldurdum..farkettim ki şu andaki en büyük hayalim en büyük idealim pazar günü saat 3e kadar uyumak kalkıp balkonda kahvaltı yapmak ve mümkünse bütün gün ewden çıkmamak..ve eminimki bi çok şeyi başarabilen sinan bunuda başarabilecektir..

boşver be yaşı başı...gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver..
boşver be yaşı başı..aşk varmı aşk sen ondan haber ver..!
Related Posts with Thumbnails