25 Ağustos 2009 Salı

kürtmüsün yoksa ülkenin doğusundan bir türkmü ?



maça mı geldik sawaşamı kardişimm ?? ..bu sözler maç çıkışında bir diyarbakırlıya ait ama sorsanız oda taş attı o da küfür etti ve yine srsanız niye ve kime attıgını oda bilincinde diil.
belkide hayatımda ilk defa yensin ya fener dedim hatta atsın 10 tane dedim olympiakosla oynarken bile ölümüne köstek oldugum 15 gol yese 16 sını yemesini isteyeceğim fenerbahcenin yenmesini istedim resmen..ama sebepleri wardı illaki.diyarbakır 1/0 galipti herşey güllük gülistanlık yani ama inanılmaz ters bişey war ortada belkide onlara göre düz çünki inanıyorum ki onlar ve benim dogrularım birbirine ters galip takımın seyircisi sahaya taş atıyor koltuk atıyor çakmak atıyor hatta sidiğini pet şişeye doldurup guizaya atıyor..bunların hepsi normal hale gelebilir ortada bir sebep warkenb çok önemli bi derbidir hakem kırmızı kart wermiştir gol iptal olmuştur futbolcular kavga etmiştir ve ortalık karışır ama hernekadar yanlışda olsa saçmalıkta olsa bir sebep wardır..ama burda hiç sebep yoktu we kendileri zaten mimliydiler..kime attıklarını bilmiyorlar niçin attıklarını hiç bilmiyorlar ama onların bilmediğini ben biliorum tek sebebi war körü körüne cahiller.
aslında fenerbahçe sahaya çıkınca çiçek atsalardı ne olurdu kapalı tribünde kocaman bir ''hepimiz kardeşiz'' pankartı asılsaydı neolurdu , istiklal marşındaki ses yeri gögü inletseydi marş bitince kahrolsun pkk diye bagırsalar şehitler ölmez watan bölünmez deselerdei ne olurdu ??? yarına tebrikler yagar bütün haberlerde onlar çıkar teşşekürlerimizi iletirdik hatta 1/0 öne gçemiş takımları da muhtemelen maçtan galip ayrılırdı..ama onlar her zamanki gipi cahilliği seçtiler..kendi gruplarındaki yaralıyı taşıyan ambulansı aşlıyacak kadar cahiller..
kendimde dahil olmak üzere herkes bilirki her siyasi tartışmanın içinde olmama rağmen parti sistemini değil kişisel aday sitemini desteklerim kafatasçı değilim ırkçı hiç değilim buna karşın yogun bi milliyetçide değilim.yeryüzündeki herkesin tek lisan we tek para birimini kullanması gerektiğini belirten bi tezim bile war..dinci hiç değilim..acaba doğru yoldamıyım diye dinimi sorgulayacak kadar boşta her dine saygı duyacak kadar doluluktayım ama bir tek konuda başkaları tarafından kafatascı ırkcı söylemlerine maruz kalabiliyorum..
bu ülkede yaşayıp bu devletten yardım alıp varını yoğunu burdan kazanıp sonradan bu memlekette ben kürdüm diyorsan kabul etmiyorsan; o bayragı o marşı o kamuflajı insan değilsin benim için we canın acıtılmalı senin o zaman can düşmanım oluyorsun..çünki böyle düşünüyorsan dağda gezip haywanlar gipi yaşayan sübyanlara tecawüz eden askere kurşun sıkan itlerle bir oluyorsun..


postadan hakan çelik bi yazı yazmıştı seneler evvel zatı muheteremi çok sevmesemde noktasından virgülüne kadar katıldığım bi yazıydı bu..vatanını bayragını milletini devletini seven doğu kökenli herkesi tenzih ettiğim bu insanları diğerlerinden ayırt ederek hergün söylüyorum bu insanlıktan çıkmış iki ayaklı hayvanları sevmiyorum sewmeyeceğim.. işte her dogru heryerde söylenmez lafına inat posta gazetesinde yayınlanan hakan çelik yazısı..

BİR TÜRK OLARAK KÜRTLERE SORUYORUM

Bir TÜRK olarak Kürtlere soruyorum; ''Kürtler bu ülkeye ne vermiştir ?'' Kürtlerin, Türkiye'ye bugüne kadar ne katkıları olmuştur ? Sosyal, bilimsel ve sanatsal anlamda yaşamımıza neler katmışlardır ?
Kendilerini etnik kökenlerini ön plana çıkararak tanımlayan ve kendilerine verilmiş en büyük hak olan ''BU GÜZEL ÜLKENİN, TÜRKİYE'NİN VATANDAŞI OLMAK HAKKINI'' bir kenara iterek, etnik köken üzerinden ırkçılık yapmayı tercih eden bu kitle, bu ülkeye ne vermiştir ve bu sapkın anlayışla ne verebilir ?Kürtlere soruyorum; neden terör sizde, beşik kertmesi sizde, kız çocuklarını başlık parası adetiyle adeta bir eşya gibi alıp-satmak adeti sizde, her türlü yasadışı işin altından çoğunlukla Kürtler çıkmakta, kapkaç sizde, gasp sizde, ''NAMUS CİNAYETLERİ'' sizde, kaçakçılık sizde, uyuşturucu ticareti sizde, bu ülkenin vatandaşı olmayı sindirememek hastalığı sizde, vur-kır-gasp et anlayışı sizde, ÖZELEŞTİRİ yapmamak sizde, nedensiz aşağılık kompleksi sizde, başına kuş pislese devleti ve diğer insanları suçlamak sizde, herşeyi devletten beklemek sizde, asimile edildiği yalanını söyleyip, 21. yüzyıl Türkiyesi'nde tek kelime Türkçe bilmeyen milyonlarca insan sizde, emperyalist devletlerin size sahte bir mazi yapıştırması neticesinde Anadolu'da hiçbir zaman varolmayan, sözde gasp edilmiş hayali bir anavatanınız olduğu yalanını yaymak yine sizde.Bu ülkeye hiçbir şey vermeden, kaba kuvvet ve vandalizmle, terör ile toprak gasp etmeye çalışma ahlaksızlığı sizde, diyaloğu ve insani ilişkileri es geçip, yakıp yıkarak bu ülkeyi bölmeye çalışmak sizde, Avrupa'ya gidip Türkiye Cumhuriyeti ve onun şanlı ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında her türlü asılsız yalanları söylemek, bana işkence yaptılar, baskı yaptılar, dilimizi konuşamıyoruz, fırsat eşitliği yok gibi mesnetsiz yalanları söyleyerek siyasi mülteci statüsüyle o Avrupa ülkelerine kapağı atmak, bir parazit gibi yaşayıp oralarda da suç işlemek sizde, sizlerde....Avrupa'da Türkiye'yi şikayet etmek sözkonusu olunca ''ben Kürdüm'' demek, ama cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği ile Avrupa ülkelerinden herhangi birinde suçüstü yakalandığınızda ''ben Türküm'' demek üçkağıtçılığı sizde, çapulcu terör örgütüne her türlü desteği verip, demokrasi ve insan haklarından bahsetmek, ''şiddeti kınıyorum'' demek sizde, bu yalanları söyleyip bizleri de enayi zannedip, aptal yerine koymaya çalışmak terbiyesizliğ i ve alçaklığı sizde, bu ülkede yaşayan onlarca farklı etnik kökenden milyonlarca insan, etnik kökenleriyle ilgili en ufak bir sıkıntı çekmezken, özgürce siyaset yapabilirken, milletvekili ve hatta Başbakan bile olabilirken, verdiğimiz Kurtuluş Savaşı mücadelesi sonucu elde edilmiş Cumhuriyetimizin kazanımlarını içlerine sindiremeyen sömürgeci, etnik soykırımcı, emperyalist devletlerin maşası ve tetikçisi olmak düzenbazlığı NEDEN hep sizde ?Lütfen bu sorulara yanıt verin, tabii verebilirseniz. ..Bu memlekete bugüne kadar ne verdiniz de, ne istiyorsunuz ?Eğitim diyorsunuz; öğretmen öldüren terör örgütünün katillerini ve elebaşını lider, siyasi irade kabul ediyorsunuz.Dilimizi konuşamıyoruz diyorsunuz; o halde bugüne kadar Türkiye'nin çeşitli kentlerinde açılmış ''Kürtçe Kursları'' sözde dil öğrenmeye susamış sizlerin ilgisizliği sonucunda neden kapandı ?Siyasi platformda temsil hakkı diyorsunuz; siyasetinizi etnikırkçılığa ve bölücülüğe dayalı söylemler, eylemler ve politikalarüzerine kuruyorsunuz.Yarattığınız terörden 30 bin insan can veriyor... En ufak bir özeleştiri, en ufak bir günah çıkarma yapmıyorsunuz.Sizlerin canı can da, bu ülkeyi ve içinde yaşayan masum insanları terörden korumak için hayatını hiçe sayıp şehit olan ana kuzularının, evlatlarımızın canı patlıcan mı?İstanbul'da sokaktaki vatandaşlara saldırmak, molotof kokteyli atmak, otobüs yakmak, polise ve sade vatandaşlara, kadınlara, ufacıkçocuklara ''kaldırım taşları'' atıp kafalarını yarmak neyin protestosu? Hangi köhne düşüncenin, hangi barbar anlayışın dışavurumu?Bugüne kadar hangi ''Kürt kökenli'' Türk vatandaşına; hop! sen Kürtsün şu şehre giremezsin, şu işi yapamazsın, şu mesleği icra edemezsin denmiş veya denmekte?Bu ülkenin en çok para kazanan insanları çoğunlukla Kürt kökenlişarkıcılar, eğlence yeri sahipleri, işadamları, ticaret erbabı, turistik otel sahipleri, eğlence dünyasında; tv'de, gazinolarda işyapan isimler (İbrahim Tatlıses, Özcan Deniz, Ceylan, Yılmaz Erdoğan vs.) değil mi?Hani ne oldu ''fırsat eşitsizliği yalanınıza?'' İşin doğrusu, sizin sorununuz bu ülkeyi terör ile, vurarak, kırarak bölmek! Bir oldu-bitti yaratarak bu güzelim memleketi parçalamaktır. Bu kadar basit. Şu çıplak gerçeği artık ilkokula giden küçücük çocuklar bile anlayabilmektedirler.''KÜRT'' kökenli vatandaşlarımız, eğer bunca kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olan bu BÖLÜCÜ IRKÇI TERÖRİSTLERİ hala destekliyorlarsa, KUSURU DEVLETTE DEĞİL, KENDİLERİNDE ARAMALIDIRLAR!Meydanlarda eller hep zafer işareti, ellerde 30 bin insanımızın katili kanlı terör örgütü PKK'nın afişleri, terörist başı Apo'nun posterleri,yakarız-yıkarız tehditleri ve herkesin malumu ülkemizdeki büyükkentlerde meydana gelen şu son terör olayları...Çapulcu terör örgütünün hazırladığı ''Şemdinli fiyaskosundan' ' sonra, ellerine para vererek sokaklara salıp polisimize, güvenlik güçlerimize, halkımıza taş ve molotof kokteyli attırdığı küçücük çocuklar...Çocuğunu terör örgütünün militan olarak kullanmasına müsade ediyorsan, bu kaos ve terör yöntemlerinden medet umuyorsan ve bu yolla bu ülkeyi böleriz, sözde ülkemizi de kurarız diye düşünüyorsan, canın yandığında veya meydanlara saldığın, yak-yık-kır-dök evladım dediğin çocuğunu kendi ellerinle ateşe attığında da bunu devlete fatura edemezsin.Demokrasiden bahsedip, teröre yol açmak ? İnsan öldürüp hak talep etmek? Bu ne yaman çelişki...Hak isteyen, hukuk isteyen önce bu ülkenin bütünlüğüne, bu ülkenin insanlarına, toplum kurallarına SAYGI gösterecek. Ülkesine katkıda bulunacak. İNSAN gibi davranacak, yakmayacak, yıkmayacak.Kısacası; TERÖRİST ile arasındaki farkı yine bizzat KENDİSİ ortayakoyacak. Bu ülkenin güzel insanlarını kendisine inandıracak.Kürt toplumu yüzyıllardır kendisini sömüren, geri bıraktıran, kulunkula kulluk ettiği ''FEODAL DÜZEN'' denen ilkel sistemden ne zaman vazgeçecek? Ne zaman HANIM FERTLERİNE gereken ''ÖZGÜRLÜĞÜ'' teslim edecek? Ve neden ülkede en yüksek kadın intiharları Batman'da? Neden aile içi şiddet sorununda ve TÖRE CİNAYETİ denen illette ekseriyetle Kürt kökenli insanların yaşadığı iller başı çekmekte? Büyük şehirlerde kapkaç ve bu tür illegal suçları işleyip, elde edilen yasadışı geliri Terör örgütüne aktarma suçu neden hep Kürt kökenli çocuk ve gençlerde görülmekte? Neden, neden, neden?
Kürdüm diyen sizler, acaba bu KUSURLARINIZI hallettiniz mi ki, TÜRKLERİ pervasızca eleştiriyorsunuz? Size yer, yaşam hakkı, hak-hukuk vermekten başka ne yapmış bu ülkenin vatandaşları?
Güzel bir atasözü vardır. ''GÖZÜNDEKİ ÇÖPÜ GÖRMEZ, ELALEME ŞAŞI DER!''
Bu özlü söz ülkemizin içine düşürülmeye çalışıldığı ''Kürt fesadını''ne de güzel anlatıyor değil mi?

23 Ağustos 2009 Pazar

27 senedir bıkmamak


İstanbulda sahur temalı bi program yaptık dün gece.akşam buluşup tophaneye gittik saatlerce nargile üfledik muhabbet ettik çay içtik ordan kız kulesine gittik gecenin sessizliğinde yattık minderlere bogazı we kız kulesini seyrettik ordan gulluoğlunun yeni sahur konseptini test etmeye gittik gayette başarılıydı hani..ve saati 4,30 ettik evlere geçip uykularımıza daldık alkolsüz danssız sosyal sorumluluklu ve eğlenceli bi cumartesiydi vede gayet güzeldi.
arkadaşlardan bi tanesi ameikada yaşıyor ve yaklaşık son 5 senedir tr de olan değişimler onu falasıyla şaşırttı.biz içinde oldugumuz için pek farketmesekte tr özlem duyulucak bi ülke..kız kulesinin karşısına yattıgımızda allahım ya bunu acaip özlemişim dedi..düşündümde eğer amerikada olsam telefonla konuşurken tr den bi arkadaşım hiç napalım kızkulesinin karşısında minderler warya orda çay içioruz dese sanırım 3 saat hüngürderim..doğdum doğalı bu şehirdeyim ve yaklaşık 20 senedir bilinçli olarak kızkulesi boğaz köprüsü çamlıca tepesi bebek sahili gipi yerleri biliorum 10/15 senedir beyoğluna istiklale galataya teşwikiyeye gidiorum peki hiç bıkıyormuyum ilginçtir bıkmak bi kenara ben tünele her çıktıgımda heyecanlanıyorum. ama bunu anlattıgımızda kimisi anlamıyor buda gayet normal..17 milyonun barındığı her daim trafiği olan bi yer nasıl dünyanın en güzel yeri olabilir anlamıyorlar gama bende onları anlamam..hangi şehire gidersem gidim bir kez daha anlıyorum ki ömrüm boyunca başka bi yere yerleşme gipi bi fikrim olmamalı bi kere hayatları slowmotion ilerliyor hiçkimsenin acelesi yok sanki herkes yürüyor koşan yok hatta kimisinin denizi bile yok =(
askerliğimi batmanda yaptım kuşun geçmediği kerwanın geçmediği sewgi dolu bir dağ karakoluydu..we 6 ay sonra o dağdan inip istanbula geldiğimde yaptıgım ilk şey saat 6köprü trafiğine girmek en kalablık yerlere gitmekti hani bi ara istiklalin taşlarını asmalının tabelasını öpmeyi bile düşünmüştüm..
hep düşünürüm bir turiste göre istanbul nasıldır? her muhatap oldugum turiste de bunu sorarım we hep aynı pozitif cewaplar gelir ve azda olsa bilindik şikayetler.. trafik kalabalık filan..geçen hafta karaköyden galataya çıkıcakken iki turist köşedeki el arabacısına galatayı soruyorlardı bende yanlarından geçerken eğer hızlı yürüyecekseniz benle gelin dedim şöyle bi baktılarrr şaşırdılar sonra ben durmuyunca offf courrrsssee diye bagırarak peşime takıldılar..birinin annesi italyan babası amerikalı diğeri macar..ikiside fransada yaşıyor ve bu iki kız takmışlar sırtlarına çantaları istanbula gelmişler klasik olarak sordum nasıl buldunuz gayet klasik olarak istanbula dair pozitif ne warsa saydı ama birden beni şaşırtan ilginç kelimeler kullanmaya başladı mistik dedi ben şaşırdım mysterious dedi bu sefer anlamadım açıklayınca gizemli oldugunu anladım bohemian dedi dumur oldum düşündüm acaba ben buna istanbulumu sordumm başka yermi sordum 17 million kişinin yaşadığı herdaim tarafiği olan her yeri bvina kaplı bi şehire bohem bi havası war demek çok ilgincime gitmişti...ama bi gözlemdi we o öle görmüştü buda demek oluyorduki bu şehire boşuna aşık olmamıştım bir macarda olsaydım we bu şehire turist olarak gelseydim ben gene istanbula aşık olucaktım ve 27 senedir bıkmamakta sonsuz haklıydım...üzerine 20bin sayfa daha yazabileceğim bir konu olmasına karşın bir an evvel yataktan kalkma mecburiyetimin olması burda son noktayı koyrdurtuyor. =)

19 Ağustos 2009 Çarşamba

tiiiren ve tiricii (tren ve3G=)

yaklaşık bir senedir akşamları trenle dönüyorum eve..korna sesi olmadan kırmızı ışık nedir bilmeden trafiği umursamadan.haydarpaşadan binip 10 dakika sonra göztepede iniyorum.vagondan indiğin zaman hemen çıkışa yakın olması sebebiyle en son vagona göztepe vagonu denir.kimse kimseyi tanımasada (en azından ben kimseyi tanımasamda)konuşmadan kafayla mrb laşma bile var yani müdavim vagonu gipi bişey..ilk binen ben olsam sonradan gelenlerin neler yapıcagını direk bilirim yani bu gazete okuyacak bu ipodunu takıcak bu kitap çıkarcak diye..
bugün gene 18,45 trenine binip kitaba daldım taaki arkadan o ses gelene kadar
---anaaa valla görüyooommm
ama bu ses trenden gelmiyordu böle telefon konuşması gipi bi sesti..??
---aloo görüyonmu beniii??
evet bu ses trenden canlı birinden geldi
---görüyom görüyoomm sen bizi görüyon muuu
bu ses telefondan
---heee görüyom naapıyonuzz
---(kahkahalar gülüşmeler filan ama mehmet alinin programına telefonla baglanan yarışmacılar gipi ses tonlamaları ve efectleriyle)
zorda olsa anladım adamın biri şu reklamlarda sloganı merak olan uğruna taksimde bandolar yürütülen 3G yi kulklanıyordu ama adamda kulaklık olmadıgı için ve telefon kulagındayken göremeyeceği için telefonu handsfree ye vermişti..hey allahım dedim içimden adamın tipini merak ettim nası bi varlık diye sonra aklıma kendimi tutamıyacagım küfür filan edebilme ihtimallerim geldi ben tekrar kitaba translandım ama gülme hormonu salgıladıgı için vücudum kitapta yalan oldu ..sonra düşündüm peki bu salak niye treni tercih etti?? acaba övgü ilgi ve sevgimi bekledi halktan yada hatunun birinin ona yanaşıp inanmıyooooorrumm 3G mi kullanıyorsunn o zaman neden tanışmıyoruz demesini mi bekledi ??
allah belamı versin ki dünya kozmopolitlik sıralaması yapılsa türkiye flamayı taşır kupaları alır guinesse girer nobel filan alır..ya deseler ki dünyada 48 milyon 385bin 714 tane insan çeşidi war diye ben yemin ederim ki onların hepsinden birer numune vardır bu ülkede..kürdü lazı çerkezi sünnisi alevisi marabası burjuvası galatasaraylısı fenerlisi anadolulusu avrupalısı zengini fakiri açı toku dincisi laiki sağcısı solcusu emeklisi işçisi patronu asgarilisi ceosu arabalısı arabasızı evlisi bekarı maçosu large'ı gelenekçisi yenilikçisi müslümanı yahudisi rumu hrantçısı yasinhayalcisi münevvercisi garipoğlucusu..yani bi 40milyon tane daha sayarım eskiden bi filmin repliğiydi kemal sunal sölüyordu donlusu donsuzu diye tam bu kıwamdayız yani ayrılmakta yetmiyor.hani solcusu diyip gecemiyorsun onun içinden tam solcusu en solcusu liberal solcusu zengin solcusu askercisi devletçisi darbecisi ergenekoncusu çıkıyor islamcı diyorsun radikali ılımlısı tarikatcısı moderni akçısı saadetçisi vakitçisi zamancısı çıkıyor..aslında chp nin türban açılımı mhp liyle dtp linin ankara misket oynadıgı akpartinin kürt açılımı yaptığı bu ülkede bunları pek garipsememek lazım ama birleşik devletler sıfatını amerikadan çok hakettiğimizi düşünüyorum yada ayrık devletlerde olabilir...
lehman brothers patlamasının ilk günlerinde isviçreden bir röportaj gösterdiler twde .soakaktan bir adam ceviriyorlar adama krizle ilgili düşüncelerini soruyorlar adamın cevapı şu oldu -- önlem olarak internet bağlantımı kestirdim ..net bağlantısı türkiyede 30 tl olması lazım yani 20 usd ..isviçre gelir ve refah düzeyi en yüksek ülkeler arasında ama adam 20 dolarlık harcamayı bile kesmiş peki türkiyede durum nasıldı o zamanlar birincisi lüx fuar diye bişey vardı en lüx eşyaların satıldığı ve hınca hınç doluydu sonra gazetelere şu kadar tekne satıldı bu kadar porsche satıldı diye haberler düşüyordu bende ohaaa diyordum.. üstünden bi sene geçti bu sene turist gelmedi çünki onlar önlem aldı peki bizde ne oldu her yer full biancaya giriş 60 tl (itiraf ediyorum bende girdim ama zorla=)gazeteler magazin sayfasında türkbükündeki haberleri veririken ekonomi sayfalarında kredi kartından kara listeye girenlerdeki yüzdesel artışı veriyordu...ama genede bu ülkeyi sewiyorum yaşasaydım amerikada avrupada nerden bulucam bu kadar garipliği alooo görüyonmuuu beniiiii =)


18 Ağustos 2009 Salı

sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk bir dakika !!

uykuya dalmadan evvel her zamanki gipi eksi sözlük kontrolü yaptım twde eğreti gelin gipi çok saçma bi film varken ..ama girilen bi entry çok dikkatimni çekmesede yapılan yorumlar inanılmaz dikkat çekici...

sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk bir dakika ile ilgili insanların düşündükleri :
ilk bir dakika genelde henüz olay idrak edilememiş şaka gibi gelen süreçtir. bu yüzden bir şey hissedilmez.son söz yeni yeni damarlarda dolaşmaya başlayıp,içine acısı düşecek kadar yeterli bir zaman dilimi değildir. asıl mesele ilk dakikadan itibaren başlayan süreçtir....
hayattaki en zor dakikalardan biridir
boğazın düğümlenmesiyle geçen bir dakikadır.
alkol, sigara ve ibo üçlüsünün eşlik edeceği sinyalini veren vakittir.
yalnız o vakit ayrılan şahıstan uzak durulmalıdır, yoksa kazara bir taraf göçebilir
cep partner için alınan telsim hattının kırılma işlemi
gökyüzünün üstünüze çöktüğü andır. o baskının altından hiçbir zaman kalkamayacağınızı düşünürsünüz. ağlamak istersiniz, ağlayamazsınız...

hahaha çok faha fazlası vardı benimde aklıma ;
Baka kalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.
geldi ne hikmetse =)))
ya ne fena bişeymiş dimi sevgiliden ayrılmak yemin ediyorum karı/kocadan ayrıldıktan sonraki ilk bir dakika için bi entry açılsa yorumlar şöyle olurdu..
gidip çiftetelli oynanmalıdır..
fakir fukara doyurulur..
kurban kesilir
gidip rakı içilir dansöz oynatılır =)))
demekki neymiş hayatını paylaştıgın ortagın oldugun imzalar attıgın söz werdiğin kişiyle bozdugun ortaklık adama koymuyormuş ama sıfatı sewgili olan gizli gizemli buluştugun açılmak için çileler çektiğin özlediğin saklıca kokladıgın hayalini kurdugun her haltı beraber yaşamak istediğin hayatının merkezi yaptıgın yüce varlıkla ayrılman adamı ilk dakikada çökertiyormuş =)
bide derlerki evlilik aşkı öldürmüyor...bende eskiden öldürmez en azından benimkini öldüremeyecek diyordum ama sanki değişti fikrim =)

17 Ağustos 2009 Pazartesi

17 ağustos

bugün 17 agustos..normal şartlarda agustos yazın en sıcak halidir ve bu ayın ortası olan 17de sıcaklıgın coşkunun aşkın şewkin ortası demek oluyor..ama garipsel bi burukluk war etrafta.1999 senesinde hiçte habersizce çokta hazırlıksızca bi felaket geldi başımıza kimimiz uykudayken kimimiz eğlenirken kimimiz askerde kimimiz postanedeyken sallandık..7,4 hafızamızdaki unutulmayan sayılar arasına girdi ama o sayı kimilerinin kocasını kimilerinin babasını kimisinin en sewdiklerini teyzesini halasını çolugunu cocugunu goturdu evini barkını yıktı işinden gücünden etti düzeninden etti..bi süre bunla yaşadık en çok kullandığımız beş kelime arasına girdi deprem şimdilerde çoktan unuttuk bi çok arkadaşım bunu bugünkü statuslerinde hatırlattı olayı daha ciddilendirip gölcüğe gidenler bile oldu..bense sadece satusleri okudum gazetelerde gördüm ve geçtim taaki show tw muhabirinin gölcük deprem müzesinin tanıtımına yapana kadar hatta orda sesi cenaze isimlerinin asılı oldugu tabelayı görüp sesi titreyene hatta ''konuşmakta zorlanıyorum sesim titriyor'' diyene kadar..işte o an o gece geldi gözümün önüne sonra ertesi sabah sonra cenazeler sonra hayatta bi süre kopup ölümden çok korktuğum günler..zor ya..lütfen ölmeyelim yada en azından haketmeden ölmeyelim..=(



o gece o oda gitmedi..bizle kaldı..peki şanslımıydı ??

16 Ağustos 2009 Pazar

yazın biTTiğini hissetmek


dünya insanlarının ortaklaşa sevdiği ender kelimelerden biridir bu yaz denen harf topluluğu.her ne kadar 3 harfle anlatılsada o 3 harfin içinde kocaman coşkular kocaman hayaller vardır.planlar umutlar hayaller idealler.daha çocukkenden başlar ölüme kadar bu böyle gider .çocukken nasılki okulların tatil olmasını bekleyip anne baba teyze oglu amca kızıyla yazlığa gitmemizin planlarını kuruyosak nasılki son günlerde kaç gün kaldı diye 150 kere soruyosak büyüyüncede tek hedefimiz arkadaşlarla sevgililerimizle o yolculuk gününe hazırlanmak oluyor. aslında koca sene o küçücük tatilden ibarettir.çünki o koca sene o 15/20 günlük 1 aylık tatil için çalışır/okur dururuz ki en azından benim senelerdir durumum bu.tek hedefim temmuz ortası agustos başı yapacagım tatildir.son iki ay transa girer şu kadar kaldı buraya gidicem şunla gidicez buraları gezicez der durur son iki ayı tatil sarhoşluguyla geçiririm ve sonunda o tatil gelir ve geçer..
bu sabah eve gelip yatağıma zorda olsa düştüm (nasıl düştüğüm konusunda bi fikrim hala yok=) ne kadar uyudugumu bilmiorum inanılmaz bi rüzgar inanılmaz bi gökgürültüsü ve yagmur eşliğinde yatagımda zıpladım ve o sersemlikle ağzımdan ilginç bi şekilde üç kelime döküldü..yaz bitti bee..o en sondaki be lafı son derece üzgün bezgün pişman bi şekilde geldi..
öğleden sonraki ikinci uyanmamda evin kapıları sesli şekilde çarpıyordu rügardan ve ben bunu yazarken rüzgarın ve agaçların seviştiği sesi duyabiliorum kahvaltı sonrası balkon keyfinde kimi insanların uzun kollu giysiler giydiğini bile gördüm artık umudum iyice bitti..kabullenmesende sinan kabullenemesende sinan yaz bitti dostum o haftya sonları şortunu havlunu alıp denize havuza kaçmaların 340 gün gipi uzun bi süre sonrasına kaldı şort terlik kombinasyonuyla gezmelerine koca bi sene var gece sıcaktan bunalıp balkona çıkmalar için bayagı bi daha sabredeceksin gece çıkarken bi kot bi tshirt giymeler artık uzak sana..gazete küpürlerine bakıp aa şu otelde iyiyimiş demeler otellerin call centerlartını arayıp ya nasıl yeriniz olmaz bi daha baksanız diye kavga etmeler bitti artık..sen istediğin kadar avut kendini olsun kışında kayak yaparım board öğprenirim de yine evde tıkılıp dizi izleyecek ve yagmurlu sabahlarda işe gitme mecburiyetinde olucaksın..yani gitti gene yaz kendini çok sevdirmeden ve bu sene ramazanında erkenden teşrif etmesi sebebiyle erkenden =(



2sinin arasında geçicek bir 2009/2010 sezonu beni bekliyor..

15 Ağustos 2009 Cumartesi

kaRmaşıK

karmaşıklığı bolca yaşadıgım günlerimdeyim..tatil sonrası travmalarım klasiktir we her senenin yazsal döneminde çeşitli travmalar yaşarım.önce haziranın 15lerinde havalar ısınır ve tatil yörelerinden gelenler arkadaş haberleri tv kanallarındaki bodrum yanıyor antalya coşuyor marmaris kopuyor ege inliyor akdeniz dagıtıyor haberleri yüreğimi burkar.sonra yakın arkadaşlarım tatile gider ve burkulan yüreğim beni isyana zorlar ama her sene aynı fikre kapılır ve tatile erken çıkarsam izni kalmamış asker muamelesi görücek gipi hissederim kendimi korkusuyla kendimi yazın ortasından sonrasına saklarım.ama bu sene gecen senelere oranla daha bi hissettim o buruklugu ve isyanı.bi kere feysbık denen şeytan icadı yaz boyu aleyhime çalıştı tatil vol I, tatil vol II,bilmemkim @ türkbükü , sonunda deniz ve benzeri statusler beni istanbul gipi havası kırk nemi yuzde 300 olan bi şehirde esir gipi hissettirdi.bir çok arkadaşımın tatile erken başlaması ve hepsinin anlaşmışçasına günü az sayısı çok olan tatiller yapması beni zıwanadan çıkarttı...

beklenen gün gelicekse çekilen çile kutsaldır lafı beni hep güldürmüştür.çünki hep lise yıllarında aptal aşıkların duwara sıraya kazıdıkları ütopik bi cümledir benim için ve bir hazzı yoktur.ama bu hazzı tatil döneminde hissettim gerçektende çektiğim çile sonucunda o kutsal tatile ulaştım şen şakrak eglencesi denizi gecesi gündüzüyle tatilimi yaptım ama her güzel şey gipi bitti benimde tatilim; ve gelince karşılaştıgım manzara korkunctu trafik insanlar gürültü denizsizlik pantolon ve ayakkabı..istanbulda olup çalışmadıgım 3/4 gün boyunca şort terlikle dolaştım istanbulun göbek yerlerinde her ne kadar garip karşılansada etrafça bu benim tatilden işe geçişimi biraz rahatlattı..karmaşıklıgımın başladıgı cümle ise şöyle gelişti !! senelerdir aşık oldugun istanbulmu ?? yoksa ufacık teknen ufacık evin yapayalnız yada iki kişilik koca dünyanla bi ege mi ?? hala karar veremesemde aşık oldugum istanbul gerçeğini değiştiremem belki ama bi gün mutlaka ufacık tekne ufacık bi ev ve deniz ve ben..

tatil başında elif şafağa başladım ''aşk''a..ilk başlarında beni çeken ella beni sıkan şems olmuşssada ilerleyen sayfalarda içimdeki dinginliği kışkırttı..ve hareketli bana mevlanayı sevdirdi şafak..hani kırk kural bile zewkle okudugum keyif aldıgım cümlelere büründü.lakin mevlanaya dalmış maneviyata bürünmüşken hayyamın dizelerini hayranlıkla okumam ikinci bi karmaşıklıktı..hani özenle mevlanaya dalmış birisinin ;

Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden, Ne dine, edebe aykırı gitmemizden;

bir an geçmek istiyoruz kendimizden ,İçip içip sarhoş olmamız bu yüzden

Ne sarhos, ne ayik bir hal var ya? En güzeli öyle yasamaktir.

sözleriyle gözlerinin parlaması pekte normal bir durum değildi bilakis karmaşıkllığın galasıydı =)
heleki elif şafagı bitirip..daha dogrusu dinginliğin sakinliğin huzurun maneviyatın dünyadaki en yüce temsilcilerinde biri olan mevlanayı bitirip hastası oldugum grange'ın cinayet konulu kolonisine başlamak ayri bi hünerdi..ama dedim ya karmaşığım işte

ve sonra buna benzer bi çok karmaşıklığım ortaya çıkmışken şunlar geldi peşisıra aklıma ;
5 yaşındayken annemizimi babamızımı daha çok sewdiğimiz soruldugunda başladı karmaşıklık ilkokulda iki kişiye aşık olduk hep ve karar veremedik o mu bu mu diye ortaokulda okul seçiminde arkadaşlarımızın gittiği okul mu yoksa kazandıgımız okulumu tercih etmeliydik bilemedik Lisede düşündükki doktorluk ta iyiydi avukatlıkta yada baba mesleği mi yapılmalıydı depeche mode'u sewdik ama fasıllarda el şaklattık arabeskmiydik biraz yoksa çokmu batıcıydık. evlenmekte geçmi kaldık yoksa tam zamanlarımızı bekar olarak geçirmekte doğru bir kararmı vermiştik..
galiba karmaşık olan biz değil hayatın ta kendisiydi..ama karmaşıkta olsa yorsada bizi ve hatta o bizi sevmesede biz hayatı sevdik..

acılıs konusması

şimdiye kadar bir çok blog tutmuşken yeniden ilginç bi fikirle bu bloguda açasım geldi.ilginç çünki şimdiye kadar her tuttugum blog ;sevgili günlük edasıyla sadece bilg. ve benim aramdaydı ama bu seferki öyle olmadı.yazdıgım berbat yazıları sizlerede okutup bu leziz işkenceye sizleride dahil etmek istedim.iyimi yaptım kötümü yaptım bilmiorum ama tek bildiğim yaptım..
Related Posts with Thumbnails