18 Mayıs 2010 Salı

korkma yılmaz özdil düşene vurmayız biz..!

oldum olası sevmem ben yılmaz özdil denen adamı..oldum olasıda kimseler anlamaz benim o adamı niye sevmediğimi..defalarca açıklama yapmışımdır şu sebepten sevmiyorum diye herkeslere..
ve bugün bir kere daha anladım..ağzıyla kuş tutsa sevemem bu adamı ben cenneti vaad etse değişmez onun hakkındaki görüşlerim hatta sevmdiğim gibi nefret ederdim nefret ettiğim gibi sevenleride anlamakta güçlük çekerim..!
peki bugün ne olduda bunu bir kere daha anladım;
sabah rurini olarak vapur öncesinde gazetemi aldım ve her zamankinden farklı olarak direk manşete bile bakmadan yılmazın yazısını açtım ne yazdı diye çünkü o kadar merak ettimki ne yazdıgını.. çünkü 3 gün evvel baykalın koltuguna oturacak kişiyi tanımlamıştı kendince ve aynen şunları söylemişti;
(kendi yazısından)..; hatta inanmam diyene
burdadır.

O koltuğa oturan...

Fırsattan istifa'de edendir.
O koltuğa oturan...
Bu komplonun ürünü olacaktır.
O koltuğa oturan...
İstediği kadar “istemedim” desin, “istemem yan cebime koy” diyendir.
O koltuğa oturan...
Ne kadar hisli ağıt yakarsa yaksın, timsah gözyaşları dökmüş olacaktır.
O koltuğa oturan...
Ömrünün sonuna kadar, aynanın karşısına geçip, kendine bile soracağı, “yoksa, tezgâhın tezgâhtarı mıyım acaba” merakının muammasıdır.
O koltuğa oturan...
Bileğinin hakkıyla değil.
El kasediyle gerdeğe girendir.
O koltuğa oturan...
Liderini ardı arkası kesilmeyen yalanlarla, iftiralarla, sahte belgelerle oradan göndermek isteyenlerin zaferidir.
O koltuğa oturan...
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir hesabı, “durmak yok yola devam” diyendir.
O koltuğa oturan...
“İstifa istifa” diye linç çığlıkları atıp, amacına ulaşanların rehinesidir.
Kucağa oturur.
O koltuğa oturan...
İktidarın doğrularını bile desteklese, gizli işbirlikçi olmakla suçlanacaktır.
O koltuğa oturan...
Haksız kazancının hesabını kendi vicdanına bile veremeyeceği için, başkasına hesap soramaz.
O koltuğa oturan...
(Uyarmadın demeyin.)
O koltukta oturamaz.
O koltuğa bu şartlarda oturmaya kalkan, mezar soyucusudur... O koltuğu, sahibine, yani Deniz Baykal'a geri vermeyenin, Anıtkabir'e girmesi yasaklanmalıdır!

dünse o koltuğa bir talip çıktı..kemal kılıçdaroğlu..hani yerel seçimlerde bize anlattıgı gandhi dediği öve öve bitiremediği halk adamı dediği kılıçdaroğlu..e o zaman aklıma gene bir laf geldi eskilerden;

bu ne perhiz bu ne lahana turşusu..
ey yılmaz anıtkabire giremeyecek bir adamı belediye başkanımı yapmaya çalıştın sen ?
mezar soyucusu bir herifi mi savundun bize karşı ??
vatan hainimisin sen yılmaz ???

pekii ben gazeteyi elime aldım sonrada yılmazın sayfasını açtıımda..o çok merak ettiğim yazıda ne yazıyordu biliyormusunuz ??
aynen şu yazıyordu ; (yok artık inanmam diyene aha oda
şurdadır.!
Bir kafede oturuyorum.

Fonda müzik var.
Candan Erçetin söylüyor:
“Kırık kalpler durağında...”
“Kimini yakıp geçen aşklar incitmiş, kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş, kimine yakın dostu ihanet etmiş, kimi hayatın sillesini yemiş...”
“Sözleşmeden buluşuverir kırık kalpler, anlatılmaz ama ordadır bütün dertler, gönül kırgınlıkları, hayat haksızlıkları, kader yalnızlıkları çeken bütün kalpler...”
Bana sorarsanız...
Bursaspor’u anlatıyor.
Ömer Erdoğan...
Galatasaray’dan gönderildi.
Mustafa Keçeli...
Trabzon’dan gönderildi.
Ali Tandoğan...
Beşiktaş’tan gönderildi.
Turgay Bahadır...
Kayseri’den gönderildi.
Tuna Üzümcü...
Beşiktaş’tan gönderildi.
Hüseyin Cimşir...
Trabzon’dan gönderildi.
Zapotocny...
Beşiktaş’tan gönderildi.
Ertuğrul Sağlam...
Beşiktaş’a yaranamadı.
Oynarken de gönderildi.
Hocayken de.
“Kırık kalpler durağı”dır Bursa...
Tıpkı şarkıdaki gibi, gönül “kırgınlığı”, hayat “haksızlığı”, kader “yalnızlığı” çekenlerin, “sözleşmeden buluşuverdiği” adrestir, Bursa... “Kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş, kimine yakın dostu ihanet etmiş, kimi hayatın sillesini yemiş...”
Taaa üç ay önce...
Fanatik’te yazmıştım bu yazıyı.
Bizans basını “ırkçı, faşist, katil” diye damgalıyor, sadece takımıyla değil, çoluğuyla çocuğuyla koskoca bir şehir “kırık kalpler durağı” haline getiriliyordu... Ve herkes, “Sen İzmirlisin, Göztepelisin, sana ne Bursa’dan?” diye merak ediyordu.
O günlerde, Bursa’yı daha çok hedef haline getirmemek için elim gitmemişti...
Bugün yazıyorum.
Sadece 5’inci büyük değildir...
“İlk”tir.
17 defa Şükrü Saracoğlu.
17 defa Ali Sami Yen.
13 defa İnönü.
6 defa Avni Aker.
Hangi renklere gönül verirsen ver...
Türkiye’nin ortak şampiyonudur Bursa.
Çünkü, Cumhuriyet tarihimizde ilk kez “Atatürk” Stadı’nda kaldırılıyor kupa!

bu saatten sonra söliyecek çok cümle geldi ağzıma..ama sölemiycem çünkü
DÜŞENE VURMAM BEN..!!

öncelerden bana niye sevmiyorsun yılmaz süper adam diyip şimdi bu yazıyı okuyanlar varsa ve hala sorarlarsa ilk soruşlarında tekme tokat girişirim bak demedi demeyin..!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails